Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Eşref Biryıldız’la hem 2016’yı; hem de 2017 yılını konuştuk. Biryıldız sorularımızı samimi ve kendine özgü esprili yorumlarıyla yanıtladı. İşte o röportaj...
“2016 yılını hedefleriniz doğrultusunda nasıl geçirdiniz? Bu aşamada hedeflerinizi zorlayan etkenler oldu mu, olduysa neler oldu?”
“2016 iyi başlayan bir yıldı. Ancak Temmuz ayından itibaren döviz kurları yükselmeye başladı. Üstüne üstlük ÖTV de Kasım 2016’da yapılan artırım ile ilk uygulanmaya başladığı 2002 yılından bu yana 6’ncı kez artırılmış oldu. Ancak tarihimizde ilk kez artış olacağı haberi artış olmadan duyuruldu. Herkes başlangıç en erken 1 Ocak olsun diye umut ederken ve de bu ricayı dile getirirken başlangıç 35 gün önce 25 Kasım’da oldu.
Yıl, nerede ise tüm markalar tarafından ÖTV artışının farkını karşılamanın yanı sıra yer yer 24 ay vadeye varan sıfır faiz uygulanan kampanyalar ile talepler arttırılarak kapatıldı. Biz de bu kampanyalar ile hedeflerimize ulaşmaya çalıştık. Kasım ayı ile Aralık ayı yer değiştirdi. Rekor bir Kasım ayı olurken Aralık ayı geçen yılın Aralık ayından geride kaldı. Markaların elinde olması gerekenden daha fazla stok kaldı. Bu nedenledir ki 2017 Ocak ayında geçen yılın Ocak ayından %10 daha fazla otomobil satıldı. Özetle 2016 yılında sattığımız 27 bin küsur BMW’den daha fazlasını satmayı planlıyorduk.”
Tek tek markalar özelinde konuşacak olursak marka performanslarınızı nasıl değerlendirirsiniz?
“MINI, Jaguar ve Land Rover markalarımızda hedeflediğimiz adetlere ulaşarak toplam 1.668 adet MINI, 2.108 adet Land Rover ve 481adet Jaguar satışı gerçekleştirdik. Land Rover harika bir marka, harika modellere sahip. Tanıdığım her araç sevdalısı bir gün sonunda bir baba Range Rover sahibi olmak istiyor. 19 yıldır birlikteyiz ve birbirimizden çok memnunuz. Nisan 2016 itibari ile hayatımıza giren ve toplam 216 adet satılan Jaguar’ın ilk SUV modeli Jaguar F-PACE ile toplam Jaguar satışının yaklaşık yüzde 50’sini gerçekleştirdik. Jaguar JLR markasının mütemmim cüzü (ayrılmaz parçası) . Üç yıldır birlikteyiz. Adet yükseltme sevdamız yok. Özel kalmasını ve de katkımız ile değerini daha da arttırmasını istiyoruz.
MINI adedi yıllar boyunca maksimum yıllık 700 adete ulaştı. 6 yıl önce MINI Countryman modeli gelince 1.700 adete fırladı. MINI Hatch modelimizin 5 kapılı modeli gelince üçü bir arada 2.000 adet geçeriz diye umuyorduk ancak olmadı. MINI’de benim ideal yıllık satış adetim 2.400. MINI sahibi de dağ taş MINI dolsun istemiyor. BMW Motosiklet’e değinmeden geçemem. O çoktan 1.000 adedi geçerdi ancak ÖTV ilk kez %37 olduğunda o da bundan nasibini aldı. Ancak çok şükür diğer ÖTV oranları gibi sürekli artmayıp orada kaldı. Geçen yıl 1.000 adede ramak kaldı. Motosiklet sevdalısı herkesin bir gün bir BMW mostosiklete sahip olmak istediğini düşünüyorum. BMW tarafında bu yıl biraz hedefimizin gerisinde kalmış olsak da 27.166.adet sattık. Bir yıl önceki satış sayımız 31.221 adet idi. Rahmetli Süleyman Demirel’e işlerin çok kötü gittiği bir dönemde bir gazeteci sormuş, Türkiye’nin durumunu tek bir kelime ile anlatsanız ne derdiniz diye. Demirel “iyi” demiş. Gazeteci şaşkınlıkla bakmış “ciddi misiniz” der gibi. Demirel bu tepkiyi fark edince “tek kelime dedin, iki kelime ile anlat dese idin, iyi değil derdim” demiş. Bizde ise tam tersi. Sonuçtan memnun musunuz kısaca yanıt verin derseniz “değiliz” elbette. Ancak en büyük iki rakibimizin toplamda 10.580 adet sattığı, dört kapı küçük sedan sınıfında hiç ürünümüz olmadığını dikkate aldığımızda, en yakın rakibinin ilk tam senesinde kendisinin ise son senesinde 5 Serisinin rakibinden %11 fazla sattığına baktığımızda ve 7 Serisinin 355 adet ile tarihinin en yüksek yıllık satışına ulaşmasının yarattığı memnuniyeti düşündüğümüzde memnunuz elbette. Yıl sonundaki döviz çalkantılarını, yeni ÖTV uygulamasının ürün yelpazemiz ve ürün stratejimizle olan çelişkisini göz önüne aldığımızda, zorluklarla biten bir yılda BMW model yelpazesinin de olgunlaştığını dikkate alırsak kötü bir performans sayılmaz.”
2017 yılından beklentileriniz neler. Hem markalarınız özelinde hem de Türkiye genelinde?
Başlangıcının çok zor olacağı aşikar 2017 yılının. İkinci çeyrek de benzer şekilde devam edebilir.
Gerek küresel, gerek bölgesel gelişmeleri, artan kurları, düşen talebi göz önüne aldığımızda bunlar otomotiv piyasasını daha da olumsuz anlamda etkilemiş görünümdedir. Tüm bunların üstüne geçen yıl sonunda değişen ÖTV uygulaması ve buna bağlı olarak yeniden şekillendirilmek zorunda olan ürün stratejileri de otomobil pazarının önünde diğer bir engel. Dolayısı ile birkaç ay evvel 2017 yılında binek otomobil toplam pazarı %15 düşer diye düşünürken güncel koşulları değerlendirdiğimizde daha fazla küçülebileceğini de düşünebiliriz. Şu andaki görüşümüz toplam otomobil pazarının %20-22 civarında, Premium Segmentin ise %30 civarında düşeceği... Bu durumda son yıllarda büyümekte olan pazar için yatırımlar yapmış ve halen yapmakta olan yetkili satıcı ve servisler ile yeni faaliyete geçmiş olanlar ne yazık ki daha da fazla etkilenecekler. Sonuç olarak 2017 sektör için zor bir yıl olacak.
FUARA NEDEN KATILMIYORUZ?
Auto Show’a katılmayacağınız söylendi, katılmayacak mısınız? Neden katılmayacaksınız ve buna ne zaman karar verdiniz?
“Otomobil fuarları yeni çıkan modellerin tanıtıldığı, potansiyel müşteriler ile buluşulan çok büyük oranlarda pazarlama bütçelerinden pay almanın ötesinde satış ekibinin de çok vakit/enerji harcadığı etkinlikler. Bu yıl, bu maddi kaynak ve enerjiyi yeni modellerimizi yetkili satıcı showroomlarında yapılacak daha odaklı ve fark yaratacak etkinlikler ile müşterilerimizle buluşturmak için harcamaya karar verdik. Bu kararımızı ODD’ye öncelikle çok dar pazarlama bütçesi olan Jaguar ve Land Rover için aylar öncesinde bildirmiştik. Daha sonra BMW ve MINI için de aynı kararı aldık. ODD’de Auto Show’a katılan katılmayana neden, katılmayan katılana neden diye sormuyor. Herkes kendi kararından memnun. Ancak yine de katılanın katılmayan rakibine, katılmayanın ise katılan rakibine gıpta ettiğini düşünüyorum. O gün gelene kadar çok gelgit yaşanacaktır. Auto Show’a katılmayanların açılış gününde buruk, geçip gittikten sonra ise mutlu olacaklarını düşünüyorum. Ancak vergiler artıyor. Alım gücü aynı kalıyor. İkisinin arasında denge kurmaya çalışırken hem üretici hem distribütör hem de yetkili satıcı için araç başı karlılıklar düşüyor. O düşerken vergiler bir daha artıyor. Premium markaların vergileri daha da yüksek oranda artıyor. Şartlar böyle iken masrafları kısmaya çalışan bir markanın tepe yöneticisinin göstereceği vefanın çok yüksek 7 haneli avro maliyetleri olan Auto Show’dan ziyade istihdamı, hissedarı, yetkili satıcıyı, çalışanının işyerini korumaya yönelik olması gerektiği inancındayım.”
NEREDE DURACAĞIMIZI BİLMEMİZ GEREK!
Uzun bir aradan sonra “ezeli rakibiniz” Mercedes satışlarda BMW’yi geçti ve buna çok sevindiler, İlanlarla duyurdular. Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyim?
“Tek kelime ile mi, iki kelime ile mi J ? Arkadaşlığı 11 yaşında yatılı okulda başlayan bir grubumuz var. Beş kişiyiz. Dördümüz Fenerbahçeli, birimiz Beşiktaşlı. Onların son maçındaki K.Karabük yenilgisi üzerine, bizim ise Bursa’da son dakikada kaçırdığımız galibiyetten sonra birbirimizi kızdıran mesajlar atıyoruz. Beşiktaşlı Haluk’un son mesajı “8 puan farkımız yılsonuna kadar 14’e çıkar” oldu. Ben de “bizim kapatmamız gereken fark bir sezonluk, sizin kapatmanız gereken ise yılların farkı” diye yazdım. Gazetelerdeki liderlik ilanları sırf Premium Segment’e has değil malum. Otomobil var, Hafif Ticari var, İkisi bir arada olan var, segmentler var, kamyon var, otobüs var. Ben bunların çoğunda birincilik ilanı verdim yıllardır. Hatırladığım en ilginç olanı ise yıllar önce rakip bir kamyon markasının verdiği birincilik ilanı idi. İthal çekiciler arasında birincilik! Mercedes 2009 yılında salt ODD verileri baz alınarak ilk kez birinci olduğunda aslında güzel ama bana göre rakipleri için incitici olan bir ilan vermişti. Sonra onlar şahsen bana bizim 2012 yılındaki “27 yılda 23 kez kim birinci oldu” ilanımızın doğruyu yansıtmadığını söylediler. Bunun dışında 2011-2015 yılları için verdiğimiz ilanlar rakibe sataşmayan ilanlardı. Mercedes’in beş yıl aradan sonra verdiği son ilan da öyle sakin bir ilan. Burası Amerika değil elbet. Nerede duracağımızı bilmemiz gerek.
Yeni Birlik Gazetesi'nden alınmıştır.