Otomotiv sektöründeki yıl sonu beklentilerine ilişkin de, "Bütün bu pandemiye ve faizlerin yavaş yavaş yükselmesine rağmen otomotiv, eski dönemine doğru bir dönüşüm yaşıyor. Bir yatırım aracı olma özelliğine tekrar kavuştu. Biz sene başında '600 bin adet olur' dediğimiz Türkiye otomotiv pazarı, bugün 780-800 bin bandına doğru koşuyor. Otomotiv, layık olduğu 1 milyon adetlik pazara doğru yavaş yavaş, emin adımlarla gidiyor diye görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Araç bulunurluğunda pandeminin gidişatının önemli bir belirleyici unsur olduğunu vurgulayan Şahsuvaroğlu, "Pandeminin etkileri henüz otomotivsanayisinde tamamen ortadan kalkmış değil. Üretim devam ederken bir hatta bile vaka çıksa o hat tamamen kapatılacağı için üretim duruyor. Dolayısıyla pandeminin de gidişatına bağlı olmakla birlikte piyasada araç bulunurluğu noktasında gelecek yılın ilk çeyreğinde bir rahatlama olacağını öngörüyoruz." şeklinde konuştu.
Satış adetlerindeki yerli ve ithal oranlarını paylaşan Şahsuvaroğlu, şunları kaydetti:
"Mesela, ocak ayındaki satışlarda yerli oranı yüzde 41, şubatta yüzde 42,8, martta yüzde 39 ve nisanda yüzde 30,4. Baktığımızda nisana kadar ithalin payı yüksek. Uygun kamu destekli faizlerin olduğu dönemde, mayısta yüzde 47,9, haziranda yüzde 49,7 seviyesinde. Haziranda uygun destekli kredi bitince temmuzda yüzde 45'e, ağustos ayında yüzde 44'e düşmüş. Tekrar eylülde yerlinin oranı matrah güncellenmesiyle beraber yüzde 50,7'ye çıkmış. Yani demek ki tüketici, yerli üretim otomobili kamu destekli krediler olunca yoğun bir şekilde tercih etmiş ve matrahta pozitif ayrışma olduğu zaman tercih etmiş."