İkinci el araç pazarının ilk 6 ay değerlendirmesini yapar mısınız? Sizce yılın kalanı nasıl geçecek? Sizin açınızdan ilk 6 ay nasıl geçti?
 
2025 yılının ilk 6 ayında ikinci el araç pazarı, ekonomik belirsizlikler, yüksek faiz oranları ve krediye erişimdeki zorlukların etkisiyle dalgalı bir seyir izledi. Yılın başında baskılanan talep, nisan ayında belirgin bir yükselişe geçti. Ancak bu ivme kalıcı olamadı; mayıs ayında satışlar yeniden düşüşe geçti. Haziran ayında ise sektör tekrar bir toparlanma eğilimi gösterdi. Bu dalgalı seyir, tüketicilerin ekonomik koşullara duyarlılığını ve pazarın ne denli kırılgan olduğunu net biçimde ortaya koydu. Krediye ulaşamayan tüketicilerin daha düşük fiyatlı ve yaşlı araçlara yönelmesi, pazarın alt segmentlerinde hareketliliğe yol açarken, yüksek fiyatlı ya da düşük kilometreli araçlarda satış sürelerinin uzadığı, fiyatların ise reel anlamda gevşemeye başladığı gözlendi.
 
Bizim açımızdan ilk 6 ay, belirsizliklere rağmen oldukça verimli geçti. Kurumsal iş ortaklarımızla güçlü ilişkilerimizi sürdürdük; özellikle değerleme, fiyat analizi ve pazar trendlerine yönelik dijital çözümlerimize olan talep arttı. Sektör oyuncuları, doğru fiyatlama ve daha sağlıklı envanter yönetimi için veriye dayalı karar alma süreçlerini öncelemeye başladı.
 
Yılın kalan kısmında ise döviz kuru, enflasyon, vergi düzenlemeleri ve krediye erişim koşulları gibi makro dinamikler belirleyici olacak. Ancak genel beklenti, özellikle son çeyrekte kampanyalar, takas destekleri ve yılsonu satış hedefleriyle birlikte ikinci el pazarında yeniden canlanma olacağı yönünde.
 
 Türkiye’de ikinci el araç piyasasında son dönemde gözlemlediğiniz en belirgin değişimler nelerdir? Bu değişimler tüketici davranışlarını nasıl etkiledi?
 
Son dönemde ikinci el araç piyasasında dikkat çeken bazı belirgin değişimler oldu:
 
Fiyatların durağanlaşması ve reel düşüş eğilimi: Geçtiğimiz yıllarda hızla artan fiyatlar, 2025’in ilk yarısında dengelenmeye ve bazı segmentlerde reel olarak gerilemeye başladı. Bu durum, tüketicilerde “fiyatlar daha da düşer mi?” beklentisi yaratarak alım kararlarının ertelenmesine neden oldu.
 
Markaların sıfır araçta sunduğu agresif kampanyaların etkisi: Taşıt kredilerinde yaşanan zorluklara rağmen, birçok marka sıfır araç satışlarını artırmak amacıyla takas desteği, düşük faizli kredi seçenekleri ve nakit indirimleri gibi kampanyalar sunmaya devam ediyor. Bu kampanyalar, ikinci el piyasasında hem takas yoluyla daha fazla araç arzı yaratıyor hem de bazı tüketicilerin sıfır araca yönelmesiyle ikinci elde fiyatların aşağı yönlü baskılanmasına neden oluyor.
 
Satış sürelerinin uzaması: Özellikle yüksek fiyatlı veya prestijli araçlarda satılma süresi ciddi şekilde uzadı. Bu da satıcıları daha esnek fiyat politikaları benimsemeye zorluyor.
 
Tüketicinin daha uygun fiyatlı modellere yönelmesi: Artan ekonomik baskılar nedeniyle tüketici tercihi; düşük yakıt tüketimli, yedek parçası ucuz ve işletme maliyeti düşük modellerden yana. Lüks segmentten daha çok ekonomik sınıftaki ikinci el araçlara yönelim söz konusu.
 
Takaslı alım-satım oranlarında artış: Markaların sıfır araç kampanyalarında sunduğu takas desteği, hem satış kanallarını canlandırdı hem de ikinci elde fiyat baskısını artırdı. Takasa bırakılan ikinci el araçların piyasaya aynı anda girmesi arz fazlası yaratıyor.
 
Bu değişimlerin tümü, tüketiciyi daha temkinli, araştırmacı ve fiyat odaklı bir yapıya yöneltti. Alım kararları artık çok daha uzun sürede, detaylı kıyaslamalarla veriliyor. Tüketici sadece bugünkü fiyatı değil, aracın ilerideki olası değer kaybını da hesaba katarak karar veriyor.
 
Güncel ekonomik koşullar ve krediye erişimdeki zorluklar, ikinci el araç talebini nasıl etkiliyor? Fiyatlamaya nasıl yansıyor?
 
2025 yılında ekonomik koşulların zorluğu ve taşıt kredilerine erişimin ciddi şekilde kısıtlanması, ikinci el araç talebini doğrudan etkiledi. Özellikle faiz oranlarının yüksekliği, krediye dayalı araç alımını neredeyse durma noktasına getirdi. Bugün gelinen noktada, tüketicilerin büyük bir kısmı araç alımını ya tamamen erteliyor ya da çok daha düşük bütçeli, yaşlı ve yüksek kilometreli araçlara yöneliyor. Krediye erişimin zorlaşması yalnızca bireysel alıcıları değil, aynı zamanda galeriler ve ticari alıcılar gibi kurumsal aktörleri de olumsuz etkiliyor. Bu durum piyasa genelinde talep daralmasına yol açıyor. Ancak bu tabloya rağmen, sıfır kilometre araç pazarında sene başından bu yana devam eden güçlü satışlar, ikinci el piyasasına takas yoluyla araç girişi sağlayarak arzı artırmakta ve aynı zamanda genel hareketliliği destekleyerek piyasayı pozitif anlamda beslemektedir. Özellikle kampanyalarla yapılan sıfır araç satışları, ikinci elde tüketici trafiğini canlı tutan bir unsur haline gelmiştir. Talepteki genel zayıflama ise fiyatlara doğrudan yansıyor. Fiyatlar birçok segmentte reel olarak gerilemiş durumda.
Satış süreleri uzadığı için, satıcılar araçlarını elden çıkarabilmek adına daha esnek fiyat politikalarına yöneliyor. Arz-talep dengesinin talep lehine bozulması, özellikle yüksek fiyatlı ve donanımlı araçların fiyatlarını baskılıyor. Özetle; ekonomik sıkışıklık ve krediye erişimdeki sorunlar ikinci el araç talebini zayıflatırken, sıfır araç pazarındaki hareketlilik ikinci el piyasasına dolaylı bir canlılık getiriyor. Bu ikili yapı, fiyatları genel olarak aşağı yönlü baskılasa da piyasanın tamamen durmasını engelliyor.