Türkiye otomotiv sanayine yön veren 13 üyesiyle sektörün çatı kuruluşu konumunda olan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), ikinci Otomotiv Ana Sanayi Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı. Dünya genelinde sınırlı sayıda örneği bulunan rapor; Türk otomotiv ana sanayinin sürdürülebilirlik odağındaki yetkinlik seviyesine ışık tutuyor. Otomotivin her zaman uzun vadeli planlar yapan ve sürdürülebilirliği ön plana çıkaran bir sanayi kolu olduğunu söyleyen OSD Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, “Bugün global konumumuz başarılı ancak iklim odaklı küresel politikaların hız kazandığı günümüzde, teknolojik dönüşümün yanı sıra dünya ticaret ortamındaki hızlı değişim ve bununla gelen belirsizlik ortamı uzun vadeli gündemimizi belirliyor. Bu dönüşüme uyumu ve riskleri doğru şekilde yöneterek küresel düzeydeki rekabetçiliğimizi mutlaka artırmamız gerekiyor. Tüm paydaşlarımızı da bu yönde teşvik etmeye çalışıyoruz” dedi. Türk otomotiv ana sanayi tesislerinin Avrupa’daki tesislere göre nispeten yeni olduğunu vurgulayan Eroldu, “Ve tabii en iyi teknolojilerin uygulanması ile çevresel performansımız Avrupa’daki tesisler ile yarışır durumda. AB’deki otomotiv tesisleri bu limitlere geçiş yaparken, bizler de sürekli iyileşme prensibi ile üretim tesislerimizde çevresel performansımızı artırmak amacıyla yeni yatırımlara, iyileştirme çalışmalarına devam ediyoruz” dedi.
Türkiye otomotiv sanayiine yön veren 13 üyesiyle sektörün çatı kuruluşu olan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), sektöre rehberlik edecek çalışmalarına  devam ediyor. Bu kapsamda OSD, otomotiv sektörünün köklü bir değişimden geçtiği bu süreçte 2021 yılında bir ilke imza atarak tüm üyelerinin katkılarıyla Türkiye’nin ilk Otomotiv Ana Sanayi Sürdürülebilirlik Raporu ve Türkiye Otomotiv Sanayii Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi Raporu’nu yayınlamıştı. Dernek, otomotiv sektöründeki küresel gelişmeleri ve 2021-2022 yıllarına ait verilerle Türkiye otomotiv sanayisinin çevresel, sosyal ve yönetişimsel performansını içeren, Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiative – GRI) standartlarına göre hazırlanan ikinci raporu kamuoyu ile paylaştı.
 
Küresel rekabetçiliğimizi artırmalıyız!
 
Otomotivin her zaman uzun vadeli planlar yapan ve sürdürülebilirliği ön plana çıkaran bir sanayi kolu olduğunu söyleyen OSD Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, “Bugün global konumumuz başarılı ancak iklim odaklı küresel politikaların hız kazandığı günümüzde, teknolojik dönüşümün yanı sıra dünya ticaret ortamındaki hızlı değişim ve bununla gelen belirsizlik ortamı uzun vadeli gündemimizi belirliyor. Bu dönüşüme uyumu ve riskleri doğru şekilde yöneterek küresel düzeydeki rekabetçiliğimizi mutlaka artırmamız gerekiyor. Tüm paydaşlarımızı da bu yönde teşvik etmeye çalışıyoruz. Bu konudaki somut çalışmalarımızın en önemlilerinden biri olarak da, bu yıl ikincisini hazırladığımız çevresel, sosyal ve yönetişimsel performansımız ve 2021-2022 verilerini içeren ikinci Sürdürülebilirlik Raporumuzu hazırladık” dedi. İkincisi yayımlanan Otomotiv Ana Sanayi Sürdürülebilirlik Raporunda, bu defa AB’nin Avrupa Yeşil Mutabakatı ile açıklamış olduğu sıfır kirlilik hedefi ve bu hedef doğrultusunda otomotiv sanayisi için Temiz Üretim konusu incelendi. Raporda AB’nin Mevcut  Endüstriyel Emisyonlar Direktifi ve bu direktif kapsamında otomotiv tesisleri için Mevcut En İyi Teknikler (MET)kullanılarak gelinebilecek limit değerlere göre Türk otomotiv sanayisinin durumu incelendi ve sonuçları raporlandı. 
 
Tesislerimiz, Avrupa’daki rakipleriyle yarışır durumda!
 
İklim odaklı politikaların Avrupa Yeşil Mutabakatı ile hız kazandığını ifade eden Cengiz Eroldu, bu durumun da ülkelerin rekabetçiliklerinin yeniden şekillenmesine sebep olacağını kaydetti. Eroldu, iklim hedefleri ile beraber Ürün Standartları ve AB / Türkiye Pazarındaki Dönüşüm, Döngüsel Ekonomi ve Temiz Üretim konularının Türk sanayisi için öne çıkan konular olduğunun altını çizdi. Sürdürülebilirlik Raporu’na göre Türk sanayisinin rekabetçilik özelliğinin devam ettiğini belirten OSD Başkanı Cengiz Eroldu, şöyle devam etti: “AB’de Aralık 2020’de yayımlanan, otomotiv tesisleri boyahaneleri için Mevcut En İyi Teknikleri (MET) kullanılarak gelinebilecek limit değerlere göre Türk otomotiv sanayisi değerlendirildiğinde OSD üyelerinin tesislerinin Avrupa’daki tesisler ile yarışır durumda olduğu açıkça görülüyor. Ülkemizde otomotiv ana sanayi tesislerinin Avrupa’daki tesislere göre nispeten yeni olması ve en iyi teknolojilerin uygulanması ile çevresel performansımız Avrupa’daki tesisler ile yarışır durumda. AB’deki otomotiv tesisleri bu limitlere geçiş yaparken, bizler de sürekli iyileşme prensibi ile üretim tesislerimizde çevresel performansımızı artırmak amacıyla yeni yatırımlara, iyileştirme çalışmalarına devam ediyoruz.”
 
Atıkların yüzde 99’unu geri kazanıyoruz!
 
Atık dönüşümü ve enerji verimliliği alanlarında da Türk sanayisinin çok iyi bir sevide olduğunu vurgulayan Cengiz Eroldu, “Ülkemizde hafif araç üreten tesislerin konsolide verilerine bakıldığında Otomotiv sektöründe solventle yapılan yüzey işlemleri için entegre kirlilik önleme ve kontrol (MET) uygulamalarıyla gelinebilecek enerji kullanımı, su kullanımı ve atık oluşumunda AB limitlerinin oldukça altındayız” dedi. Raporda da görüleceği üzerine iklim değişikliğinin, tüm insanlık için önemli bir risk faktörü olduğu ve küresel riskler içinde çevresel sorunların ön plana çıktığını belirten Eroldu, şunları söyledi: “Paris Anlaşması ile ortaya konan küresel ısınmanın 1,5 derecenin altında tutulması hedefine ulaşılamaması halinde, iklim krizinin çok ciddi ekonomik, sosyal ve çevresel sonuçlarının olacağı vurgulanıyor. AB’nin 2050 karbon nötr ve Türkiye’nin “2053 Net Sıfır ve Yeşil Kalkınma” hedeflerini iklim krizi ile mücadele yönünde önemli adımlar olarak görüyoruz. Son 4 yılda ortalama araç başına kapsam 1 ve kapsam 2 sera gazında yüzde 27,5 düşüş sağlanması dikkat çekici. Karbon nötr hedefine ulaşabilmek için döngüsel ekonomiye geçiş ile sağlanmalı. OSD üyesi tesislerde atıkların geri kazanım oranı yüzde 99’a ulaştı ve bu atıklar ekonomiye kazandırılmakta.” 
 
Toplumsal cinsiyet eşitliği ve eğitim öncelikli konular...
 
Sürdürülebilir kalkınma amaçları doğrultusunda toplumsal cinsiyet eşitliği ve eğitim gibi konularda OSD ve üyelerinin önemli projeleri ve çalışmaları hayata geçirdiğine vurgu yapan OSD Başkanı Cengiz Eroldu, “İstihdamın öneminin yanı sıra  kadın çalışanların ekonomimize katkı sağlamalarını da çok önemsiyoruz. Türkiye’nin sosyo-ekonomik anlamda gelişimi ve kadınların toplumdaki statülerinin iyileşmesi hayati bir öneme sahip. Kadınların ekonomiye katkısı otomotiv sanayinin sürdürülebilirlik açısından önemli gördüğü konuların başında geliyor. Kadın çalışan oranımız 2022 yılında 2021 yılına göre 2,3 puan artış gösterdi ve yüzde 12,3’e ulaştı. Mutlak değer olarak baktığımızda ise bu yüzde 21  gibi bir artışa denk geliyor. Aynı şekilde orta ve üst seviye yönetim kadrosunda çalışan kadın yöneticilerimizin sayısı da  benzer şekilde bir artış gösterdi ve yüzde 16,2’ye ulaştı” Ayrıca Otomotiv sanayisinin eğitime verdiği öneme ve insana yapılan yatırıma dikkat çeken Eroldu, 2021 yılında OSD üyelerinin çalışan başına mesleki ve kişisel gelişimi hedefleyen ortalama 37 saat eğitim gerçekleştirdiğini belirtti.