2020 yılı sektörde tam olarak 2.EL otomobil yılı oldu. Hemen hemen her gün yükselen fiyatları ve her ay yükselen satış adetleri ile geçen yılın parlayan yıldızıydı 2.EL otomobiller... Buna bağlı olarak da bir çok otomotiv oyuncusunun iştahı bu yöne kaydı. Geçen yıldan başlayarak 2.El’de bir çok otomotiv oyuncusu yeni projeler, yeni satış kanalları oluşturdu. Neredeyse sıfırı bıraktık, 2.EL’de olup biten her şeyi takip etmeye çalışıyoruz. Gördüğüm, 2.EL herkesin iştahını kabartmış. Otomotiv oyuncuları da 2.el’de doğru ya da yanlış ama mutlaka bir şeyler yapıyorlar. Ancak geçen hafta bu 2.EL konusuyla ilgili bir konu dikkatimi çekti. Bu konuya hem çok takıldım, hem de tüketici adına önemli bir haksızlık olduğunu gördüm. İlginçtir bu konularda atıp tutanların da bugüne kadar bu konuları gündeme getirmediğini gördüm.
Gelelim konumuza; çoğu otomobil markasının yani ana distribütörlerin kurumsal web sayfalarında “aracımı değerle” diye bir uygulaması var. Hatta önce bu uygulamayı hangi markalar yapıyor onu da söyleyeyim, zaten web sitelerinde de bu uygulamalar var, dileyen herkes görebilir; FIAT, Peugeot, Otoeksper.com.tr, Ford, Renault 2, Borusan Otomotiv 2.El, DOD Doğuş Otomotiv, Otocash, VavaCars, Borusan Otonakit, Arabam.com Trink Sat. hatta çok ilginç e-ticaret siteleri N11, Let Go… Uygulama kısaca şu: 2.el bir aracınız var, onu bir bayiye takas ile satıp ya 0 km bir araç almak istiyorsunuz ya da aracınızı sadece satıp parayı cebinize koymak istiyorsunuz. Bunu yapmak için de markanın internet sitesindeki ilgili alandaki “aracımı değerle” bölümüne giriyorsunuz. Aracınızın bilgilerini, yani model yılı, km, marka, model gibi bilgilerini giriyorsunuz. Buraya kadar her şey güzel. Ama bundan sonra kıyamet kopuyor. Uygulama girmiş olduğunuz bu bilgiler neticesinde size otomatik olarak aracınızın piyasa değerini veriyor. Ancak bu otomatik fiyatlandırma uygulamasında size aracınız için verilen fiyatı görünce dediğim gibi işte asıl sorun burada başlıyor… Çünkü piyasa değeri diye verilen, aracınızın değeri diye size sunulan fiyatların sözü edilen piyasa ile uzaktan yakından hiçbir alakası yok. Çünkü yapmış olduğum araştırmada markaların sitelerindeki bu uygulamalardan tüketicilere verilen fiyatların gerçek piyasadan yaklaşık % 20- % 25 altında olduğunu görmek mümkün.. Yani tüketiciden çok düşük fiyata aracı satın al, daha yüksek fiyata sat. Kar marjına bakar mısınız, en az % 25- % 30’lara çıkan bir karlılık söz konusu oluyor. Sanırım artık neden herkesin yıllardır 2.el diye tutturduğu, alış veriş sitelerinin bile neden artık bu pazara girmek istediğini daha net anlaşılıyor… Bu kadar markayı da bu işin içinde görünce resim artık daha da netleşiyor.. Ancak burada aracını nakite çevirmek veya aracını 0 km bir araç için takasta kullanmak isteyen tüketici için gerçekten haksız bir durum oluşuyor. Çünkü bu uygulamalarda aracının değeri gerçek piyasa fiyatlarının yüzde en az % 20 aşağısından alınıyor. Tabi işin daha kötü boyutu araç fiyatları ile hiçbir ilgisi olmayan veya çok sıkışıp aracını hemen satmaya çalışan vatandaş da bunlara teslim oluyor. Kendisine verilen fiyata tamam demek zorunda kalıyor..
Zaten bu yukarıda saydığım bu kadar markanın böylece bir 2.el araç alım borsası oluşturmuş olduğunu tartışılmaz. Piyasayı bu uygulamalarda kendi belirledikleri fiyatlarda kendileri çeviriyorlar. Yani siz fiyatı beğenmeyip bir başka markaya gitseniz bile yine aşağı yukarı aynı düşük fiyatla karşılaşıyorsunuz. Eskiden bu uygulamalar yokken aracınızı bayiye götürüp aracınızı bayiye satmak istediğinizde bayi hemen dışarıdan çalıştığı 2.elci araç simsarını arardı ve telefonda fiyat alıp size verirdi. Şimdi markalar kendileri bu işi yapmış oluyor. Merak edip bu konu hakkında deneyimine ve bilgisine çok güvendiğim birkaç bayi ile de görüştüm. Dedikleri şey aynen şu; “bizim markamızın sitesindeki fiyatlandırma uygulamasında çıkan fiyatlarda bizim hiçbir dahlimiz yok, bu tamamıyla markamızın kontrolünde yapılan bir uygulama, hatta marka bize bu uygulamadan araç almamız için kota bile koyuyor, hatta bu uygulamadan gelen araçları fiziksel ekspertize soktuğumuzda fiyat daha da düşebiliyor” dediler. Ama en kötüsü şu dedikleri oldu; “Markanın sitesinde çıkan bu düşük fiyatlar nedeniyle vatandaş showroom’muza gelmiyor, müşteri kaybediyoruz. Bunu kendilerine de anlattık ama maalesef sonuç alamadık” dediler. Burada takıldığım konu asıl tüketicinin zarar görmesi. Aracının piyasa fiyatını bilen var, bilmeyen var. Hele hele bu zor zamanlarda biz her zaman vatandaşımızın yanındayız diyen, satış kampanyası üzerine satış kampanyası yapan, ÖTV bizden, 0 kredi faiz oranı bizden diyen otomotiv markaları acaba gerçekten vatandaşın yanında mı? Tabi bir de esasında bu konunun en önemlisi markaların kendilerine vermiş oldukları müthiş zarar! Sen yıllarca 2.El’e milyonlarca dolarlık yatırım yap, bayi teşkilatlarını regüle et, insan kaynağı bul-eğit, sonra gel düşük 2.el fiyatlarıyla marka değerini, 2.el değerini kendi kendine düşür. Bana çok ilginç gelen bir başka ayrıntıyla daha değineyim. Yapmış olduğum araştırmada bu işe bir tek Sahibinden.com’un girmediğini gördüm. Aslında onlar 2.EL’in Türkiye’deki tek ve koşulsuz hakimi. Bana ilginç geldi.Vardır bir nedeni…
“Aracımı değerle” işlerinde değersizleştirme çabaları!
Yeni Birlik Gazetesi otomotiv editörü Ahmet Çelik'in bu haftaki köşe yazısı.
29 Mart 2021, Pazartesi - 07:35