Yeni Captur
Captur segmentinde fark yaratan ve herkesin beğenisini kazanmış öncü bir model. 2014-2016 yılları arasında ülkemizde segmentinde liderliği elde eden Captur, uzun süre üst sıralarda yer aldı. Selefinin DNA’sını korurken, daha büyük boyut, kaslı tasarım ve atletik yapıya bürünen Yeni Captur, daha da zenginleşen kişiselleştirme seçenekleri, premium segmentte yaklaşan iç kalite ve konforu, üst seviye teknolojisi ve yeni motor gamı ile rekabetin arttığı sınıfta başarısını daha da ileriye taşıyacak. Renault olarak hızla büyüyen B-SUV segmentine güçlü bir şekilde dönüş yapmak bizim için çok önemli. Yeni Captur’ün, binek otomobil pazarında 21'inci yılına giren liderliğimizi pekiştirmede önemli rol oynayacağına inanıyoruz.
 
Pazar Değerlendirmesi
2020 Pazar açısından oldukça iyi geçen bir yıl oldu. 2019 kaynaklı ötelenmiş taleple başladığımız yıl COVID-19 nedeniyle önce durgunluk ardından da müthiş bir dinamizme sahne oldu. Toplu taşınmadan kaçınma eğilimi ve uygun taşıt finansmanı koşulları ile artan talebe karşın pazar dengelerini araç bulunabilirliği belirledi. Yılın son 2 ayında da bu ritmin devam etmesini pazarın 750 -800 bin seviyelerinde tamamlamasını öngörüyoruz.
 
Renault ilk 10 ay değerlendirmesi
Binek otomobil pazarındaki sürdürülebilir başarımızdan dolayı çok mutluyuz. Türkiye’nin en çok tercih edilen ilk üç modelinin ikisi Renault markasına ait. Yılın başında Türkiye pazarına sunduğumuz Yeni Clio segmentinin açık ara en çok tercih edilen otomobili. Clio gibi Türkiye’de OYAK Renault Fabrikaları’nda üretilen Megane Sedan da en çok satan 3. model olarak başarımıza önemli katkı veriyor. Özellikle Avrupa pazarında pandemi kaynaklı küçülme döneminde Bursa'daki fabrikamızın iç pazara araç tedarikinde önemli desteği oldu. 20 yıldır elde ettiğimiz binek otomobil liderliğini, 2020 yılının ilk 10 ayında da birlikte tecrübe ettiğimiz olağanüstü pandemi sürecine rağmen korumaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Hedefimiz bu alandaki liderliğimizi yılın sonuna da taşımak.
 
2021 Beklentileri
Otomotiv sektörü her şeyin yolunda gitmediği zamanlarda da çözüm üretebilen bir ekosistem. Bu yetenek bağışıklık sistemi gibi, kurumsal bir direnç sağlıyor otomotiv sektöründe. 2021 için ‘iyimserden ziyade umutluyuz’ diyebiliriz. Görünen o ki pandemi koşulları 2021 yılında da devam edecek. Piyasaların yeniden kapanıp kapanmayacağını bilemiyoruz, bununla birlikte üretim bacağında oluşabilecek bir aksaklık da pazara yön verir. Ekonomik belirsizlikler ve Covid 19’a yönelik özellikle Avrupa’da yeniden artan kısıtlamaları göz önünde bulundurunca, şu an 2021 pazarı için öngörü yapmamız doğru olmayacaktır. Belirsizliği yönetme becerilerimizi; her yıl bir adım daha ileriye taşıyoruz. Renault markasıyla kuşkusuz pazar payımızı ve liderliğimizi korumak yine en önemli hedefimiz olacak. Tüketicilerin en çok tercih ettiği Yeni Clio ve makyajlı kasasıyla pazara sunacağımız Megan Sedan gibi ürünlerimize ek olarak Yeni Captur, yenilenen Talisman, Koleos gibi ürünlerimizle gelecek sene de iddialıyız. %100 elektrikli Yeni ZOE, Clio ve Captur Hibrid gibi çevre ile dost alternatif motor seçenekleriyle donatılmış modellerimiz de pazara dinamizm getirecek.
 
Dacia tarafında da Yeni Sandero – Sandero Stepway ve makyajlı Duster gibi çok önemli ürünlerimizi piyasaya süreceğiz. Otomobil severlerin özellikle Sandero’daki değişimi büyük bir ilgi ile karşılamasını ve erişilebilir fiyatları ile Dacia’nın tüm yeni modelleri ile 2021’de epey ses getirmesini bekliyoruz.
 
İkinci el piyasası
COVID-19 pandemisiyle global çapta aksayan tedarik zinciri, sıfır otomobil bulmakta zorluk çeken tüketicileri ikinci ele yönlendirdi. Ayrıca otomobil tüketiciler nezdinde kıymetli bir yatırım aracına dönüştü. Tüm bunlar, ikinci el otomobil fiyatlarında fiktif bir artışa neden oldu. Sıfır araç fiyatlarında, dövize bağlı maliyetler nedeni ile yaşanan yükseliş de 2. ele olan talebi canlı tuttuğu için, kısa dönemde 2. el fiyatlarının düşmesini öngörmek zor.
 
ÖTV Düzenlemesi
ÖTV revizyonu talebin kırılımını dönüştürüyor. Son yapılan matrah düzenlemeleriyle yerli ve daha düşük ÖTV dilimli otomobillere talebin arttığını gözlemliyoruz. Renault MAİS olarak satışlarımızın %44’ü yerli üretim modellerimizden oluşuyor. Marka olarak bu ilgiden memnun olsak da vergi reformlarında sektörün tamamına katkı sağlayacak sürdürülebilir bir yapılanmaya gidebilmenin daha önemli olduğuna inanıyoruz. Burada temel felsefe, birim araç başına artan vergi yerine, büyüyen piyasadan toplanacak vergi geliri artışı olmalı.  Otomotivin değişen ekosistemine uyum sağlayacak ve çevre ile dost hibrit – elektrikli alternatif motor seçeneklerine yönelik devlet teşviklerinin de pazara dinamizm getireceğine inanıyoruz.  Kısa dönemde ise; dövize bağlı maliyet artışlarından kaynaklı, %45 ve %50’lik vergi dilimindeki model sayısı epey daraldı. Yeni yıl ile birlikte; ÖTV matrahlarının yeniden gözden geçirilmesinin; tüketiciler adına olumlu bir adım olacağına inanıyoruz.