Bildiğimiz gibi otomotiv endüstrisi hızla oyun bozan elektrifikasyona doğru yarış halinde.
Dolayısıyla içten yanmalı motorların pazarda artık daha yüksek pazar payı alamayacağını söyleyebiliriz. Bu yıldan itibaren sahip olduğu pazar payı daha da düşecek ve birkaç yıl içinde global üstünlüğünü elektrik enerjisi kullanan motorlara bırakacak.

Elbette bu gelişme aniden gerçekleşmiyor. Halen batarya kapasite yeterliliği ve şarj altyapısı ile ilgili sorunlar var. Henüz hidrojen yakıtı da otomobiller de yaygınlaşmaktan çok uzak. O nedenle içten yanmalı motorlardan elektrik kullanan motorlara dönüş hızlı olmayacak. Gerçi ekonomisi en gelişmiş ilk 10 ülkeye baktığımızda elektrik enerjisi kullanan motorlu yeni taşıtların (NEV) yıllık satışlarında %100 üzerinde artış görüyoruz. Bazı ülkelerde ise yıllık bazda rekor artışlar var. Globaldata.com haber sitesine göre örneğin Brezilya’da geçen yıl NEV tipi taşıt pazarı %285 büyürken İsrail’de %282 ve Hindistan’da %183 büyüme görüldü. Uzmanlar, elektrifikasyon dönüşümünün artık kaçınılmaz olduğu fikrinde uzlaşmış durumdalar.

Aslında bu dönüşümde otomotiv üreticilerinin yatırımlarının yanı sıra, devlet yönetimlerinin otomotiv markalarını bu yöne döndüren teşvikleri ve yasal düzenlemeler rol oynuyor. Avrupa Birliği Komisyonu’nun Yeşil Mutabakat düzenlemesi buna örnek. Keza Çin’de yakıt pili dahil, enerji verimliliğine ve elektrik enerjisine dönüş için sağlanan teşvikler dönüşümü özendiriyor. ABD eyalet hükümetleri de Çin’e benzer teşvikler verme yarışı içinde.

Bu arada dönüşümün daha da hız kazanması için batarya teknolojisinde yapılacak yeniliklerin etkisi tartışılmaz. Özellikle katı hal batarya teknolojisi mevcut lityum iyon bataryalarla kıyaslandığında bir dizi avantaj getirecek görünüyor. Daha yüksek enerji yoğunluğu, çok daha uzun menzil imkanı, batarya geometrisinde standardizasyon gibi önemli gelişmeler söz konusu.

Toyota markası, katı faz batarya teknolojisi geliştirme yarışı içinde en önde görünüyor. 2026 yılında katı faz bataryaların bulunduğu yeni otomobil modellerinin seri üretime geçeceğini yakınlarda duyurmuştu.
Bu bataryalarda katı faz elektrolit sayesinde iyonlar çok daha hızlı hareket ederek hızlı şarjı destekleyecek, menzil önemli ölçüde artacak.

Toyota‘nın geliştirdiği katı faz bataryalar iki tip olacak. Bir tanesi tek şarjda 621 mil (1000 km) menzil verirken daha gelişmiş ikinci tipi ise tek şarjda 745 mil (1200 km) üzerine çıkan menzil sunacak.

Ancak bu gelişmelere rağmen elektrifikasyonun önünde bazı engeller hala devam ediyor. NEV tipi taşıtların fiyat seviyesi, şarj altyapısında yeterli düzeye henüz ulaşılamamış olması ve şarj şebekesine güvenirlilik sorunu bu engellerin en önemlileri. Ülkeler elbette bu engelleri bertaraf eden politikalar uyguluyor. NEVtipi taşıt fiyatlarına teşvikler devam ediyor. Şarj üniteleri artırılıyor. Örneğin İngiltere günlük 40 adet şarj ünitesi kurulum hızını bu yıldan itibaren günde 110 adete çıkararak 2030 yılına kadar 300 bin şarj noktası hizmete sokmayı planlıyor. Kolay bir hedef olmadığını söyleyelim. Çünkü şarj noktalarının kurulacağı özel mülkiyete tabi otoparklarda kurulum kolay olmuyor. İnsanlar henüz park alanlarında inşaata istekli değil. Şarj noktası kurulumunda en aktif otomotiv markaları ise BYD ve Tesla. Diğer markaların satışlarında NEV tipi taşıt ağırlığının nispeten düşük olması, markaların şarj noktası kurulumunu yavaşlatan bir etken.

Batarya taşıyan NEV tipi taşıtlarda henüz durum buyken hidrojen yakıt hücresi taşıyan NEV tipi taşıtların hidrojen dolumu için alınacak yol çok daha uzun. Çünkü dolum istasyonlarının maliyeti çok yüksek ve her yerde kurulamıyor. Hidrojen yakıtı kullanan taşıtların maliyeti daha yüksek. Yani, hidrojen yakıt hücresi taşıyan otomobil alacak olanlar uygun fiyat ve işletme koşulları bulmak için uzun süre beklemek durumunda.