“Otomotiv Gazeteciliğinde Yeni Bir Dönem Başladı”
 
A.Ç - “Şu anda Türkiye'de, belki de dünyada bir ilk olan günlük dijital otomobil gazetesine röportaj veriyorsun. Bu nasıl bir duygu? Dijital yayıncılığı ve günlük otomobil gazeteciliğin nasıl değerlendiriyorsun. Dijital çağ ve sosyal medya ile gazetelerin yayıncılık anlayışı "Pazardan-Pazartesiye"  de bu süreç içinde tarihe karışır mı?”
U.S-Ahmet, 32 yıllık gazeteciyim. Açıkçası o günlerde bugünkü dijital yayıncılığı hayal etmek pek mümkün değildi. Düşünsene gazeteciliğe başladığım yıllarda teleks, faks, daktilo vardı. Gazetelerde çevirmeli telefonla hat arayıp, haber kaynağımızı arardık. Gazetede dışından haber geçmek için iki yöntem vardı. Haberi ya sabit telefonla gazetedeki arkadaşımıza yazdırır, ya da elle kağıda yazıp faks geçerdik. Fotoğraf için ise uzun süre banyoyu beklerdik. Bilgisayarlar, cep telefonları, gazetecilerin işini kolaylaştırdı. Haberi bilgisayarda yazıp hızlıca geçebiliyoruz. Dijital fotoğraf makinası hatta cep telefonuyla çektiğimiz fotoğrafları da anında yazı işlerine gönderiyoruz.
Ancak bugün gazeteciliğin farklı bir noktaya gittiğini görüyorum. İnsanlar basılı yayınları ne yazık ki okumuyor. Dijitalden takip ediyor. Bu yüzden dijital Otomobil Gazetesi fikrinin çok doğru bir karar olduğunu düşünüyorum. Ayrıca geleceği olan yepyeni bir platform olarak görüyorum.
Pazartesi otomobil sayfaları konusunda soruna gelince, bu benim için cevaplaması zor bir soru. Günlük gazetede otomobil sayfasını ilk hazırlayan gazeteci olarak şunu söyleyebilirim. Artık haberleri birkaç gün bekletip, pazartesiye saklama döneminin sonuna geliniyor. Çünkü sosyal medya, internet ve tv haberleri anında yayımlanıyor. 
Günlük gazetelerde otomobil haberleri bir süre daha olmaya devam edecek. Ancak içerikte değişiklikler yapılması şart. Sözünü ettiğim değişimi yapan gazeteler var. Buna dikkat etmeyenler için yolun sonu göründü. 
 
“Otomotiv Basınının  Sosyal Medyaya Karşı Sınavı”
 
A.Ç-En son gittiğin hangi lansman seni nasıl etkiledi. Neleri farklı ve değişik buldun? 
 
U.S- Son gittiğim lansmanda, bir iki otomotiv gazetecisinin dışında hemen herkes sosyal medyadandı. Artık buna alıştık. Düne kadar sadece otomobil basının davetli olduğu lansmanlar dönemi kapandı. Yeni bir dönem başladı. Artık sosyal medya diye tabir ettiğimiz youtuber, blogger, influcer’ları otomobil lansmanlarında görüyoruz. Bu sadece Türkiye’de değil tüm dünyada bu şekilde gerçekleşiyor. Açıkçası önceleri bu duruma soğuk bakıyor ve onaylamıyordum. Çünkü otomobil basını uzmanlık gerektiren bir alan. Otomotiv gazetecisinin otomobilden, ekonomiden anlaması lazım. Sosyal medyada ise otomobilden anlamayan, sadece geniş takipçi kitlesi nedeniyle bu lansmanlara davet edilenler var. 
Ancak, gördüm ki… Dünya bu yöne doğru gidiyor. Otomotiv markaları için gündemde olmak, daha fazla görünmek ve konuşulmak önemli. Ama markalar açısından otomotiv gazetecilerinin yazdığı haberler de çok kıymetli. Bu yüzden biz otomotiv gazetecileri bu gerçeği bilip, sosyal medyadaki arkadaşlara kızmak yerine, kendimize yeni hareket alanları yaratmalıyız. 
 
“Otomobil fiyatları ucuzlasın Halk kazansın”
 
 A.Ç- “ODD Başkanı Ali Bilaloğlu'nın ÖTV sıfırlansın teklifi çok eleştirildi. Sen nasıl değerlendiriyorsun?”
U.S- Otomotiv sektöründe herkesin aynı gemide olduğu gibi yanlış düşünce hakim. Ana sanayi, yan sanayi, distribütörler, yetkili satıcılar, filo kiralamacılar, ikinci el firmalarının hepsinin çıkarları farklı. Ana sanayi için iyi olan, yan sanayi için kötü. Distribütörler için iyi olan, yetkili satıcılar için kötü… Bu yüzden çatı örgütlerinin de misyonları ve vizyonları birbirinden tamamen farklı. Çatı örgütlerinin tek ortak yanları dernek isimlerindeki otomotiv…Bu yüzden Otomotiv Distribütörleri Derneği Ali Bilaloğlu’nun “ÖTV sıfırlansın” sözünün tepki çekmesini yadırgamadım. 
Olaya kamu yararını düşünen bir gazeteci olarak bakarsak, Bilaloğlu’nun ÖTV sıfırlansın çağrısını doğru buluyorum. Türkiye’de otomobil fiyatları yüksek vergiler nedeniyle pahalı. Otomobile dünyada Singapur ve Danimarka’dan sonra en yüksek vergiyi ödüyoruz. Bu yüzden ÖTV sıfırlansın, otomobil fiyatları ucuzlasın. Halk kazansın. ÖTV sıfırlanırsa ikinci el ve filo kiralama firmalarının mağduriyeti ise başka bir yazı konusu.”
 
 “Otomotiv sektörünün kayıplarını sarması 2-3 yıl sürecek”
 
A.Ç – “Otomotiv sektörünün son 6 ayını genel olarak değerlendirmek gerekirse nasıl özetlersin? Şu andaki süreci nasıl değerlendiriyorsun?”


U.S- “2019 Türkiye otomotiv sektörünün 2001’den sonra en kötü yılı desek yanlış olmaz. ÖTV ve KDV indirimine rağmen yılın ilk altı ayında satışlar yüzde 45 düştü. İkinci altı ay ise daha kötü geçecek gibi görünüyor. Çünkü Ekim 2018’de başlayan ÖTV ve KDV indirimi Temmuz 2019 itibariyle sona erdi.  ÖTV ve KDV indiriminin uzatılacağını uman otomotivciler, büyük hayal kırıklığı yaşadılar. Çatı örgütleri hemen hükümete destek çağrısı yaptılar. Ancak bu saatten sonra hükümetten bir destek geleceğini zannetmiyorum.
2019 sonunda otomotiv pazarında tarihin en büyük düşüşünü görebiliriz. Peki bizi ikinci yarıda ne bekliyor? Tek tek yazalım.
Yıl sonunda hükümet otomotiv satışlarından elde etmeyi hedeflediği vergi gelirini kaybedecek. Ana ve yan sanayi firmalarının üretimleri düşecek. Direnemeyen yetkili satıcılar kapılarına kilit vuracak. İşten çıkarmalar hızlanacak. Sadece otomotiv değil, otomotivin etkilediği tüm sektörlerde kan kaybı yaşanacak. Otomotiv sektörünün kayıplarını sarması ve eski günlerine geri dönmesi ise en az 2-3 yıl sürecek.”