Anlaşılan o ki; yıl sonunda binek otomobil satışlarında ya Renault ya da Volkswagen birinci ve ikinci koltukları paylaşacaklar. İşte Henüz 6 aylık bir sürede kıran kırana bir 3’üncülük savaşının yaşanacağı kesin. Mayıs ayında 93 bin 904 adetle tüm zamanların en yüksek seviyesine çıkan satışlar 267 bin adedi geçti. Bu rakamlar yeni bir rekor satışın habercisi mi? Bence evet…
Peki markalar arasındaki rekabete bakalım;
- Renault 41 bin 846 adetle,
- Volkswagen 34 bin 160 adetle ilk iki sırayı alıyor. Yani 1 ve 2’cilik koltukları bu iki markanın...
Peki 3. Hangi marka olur. İşte en zor soru bu…
Opel, Hyundai, Ford, Fiat ve Toyota ilk üçe girebilmek amansız bir rekabet içindeler. İlk 5 aylık dönemde; Hyundai 18 bin 654 adetle üçüncü sırada bulunurken, Opel 18 bin 249 adetle dördüncü, Fiat 18 bin 43 adetle beşinci, Toyota 16 bin 476 adetle altıncı ve Ford 16 bin 22 adetle yedinci durumda bulunuyor. Bu beş marka içinde en agresif bir şekilde atağa kalkan marka Opel Türkiye oldu. Opel, Türkiye’de satış yapmak için “olmazsa olmaz”lardan olan “1.6-dizel-otomatik” üçlüsünü tüm modellerinde sunmaya başladı. Bu sayede de 2016'da 65 bin 600 adet binek oto satışı hedefini koydu. Diğer 4 markanın hedefi de birbirine çok yakın aslında. Fiat, Toyota, Ford ve Hyundai hepsi 60 bine yakın rakamları hedeflemiş bulunuyorlar. Tabii ne olursa olsun satışlardaki son sözü “filo satışları” söyleyecek ama rekaber rekabettir işte… Yaşayıp göreceğiz…
PR savaşında gerileyenler…
Otomobil markaları için satış çok önemli ama PR-Basın ve Halkla İlişkiler de büyük önem taşıyor. Satışlara sağlıklı ulaşmanın yolu sağlıklı haber olmaktan da geçiyor. Bu aşamada kendini her yıl yenileyen markalar var şüphesiz. Ama geri giden markalar da bulunuyor. Bu hafta geri giden markalara bir bakalım istiyorum. Öncelikle Honda Türkiye’ye dikkat çekmek istiyorum. 2010 Nisan ayından bu yana Honda Türkiye Pazarlama Müdür Yardımcısı unvanıyla Kurumsal İletişim ve Basın ve Halkla İlişkiler görevlerini yürüten Sertuğ Deringöl geçen hafta kendi isteğiyle ayrıldığını duyurdu. Yerine yine kurum içinden Serdar Akman’ın göreve devam edeceği bildirildi. Her iki arkadaşa da yeni görevlerinde başarılar diliyorum. Ancak PR hizmetlerinin her geçen yıl daha da kötüye gittiğini söylemelyim. Otomobil markaları için PR, tamamen PR şirketlerine bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir… Aynı şekilde yıllardır Merceden Benz bünyesinde bu işi başarıyla yürüten Tülin Steinhauser’in ayrılmasıyla Mercedes Benz de enteresan işler olmaya başladı. Koskoca marka bir kişinin gitmesiyle bu kadar etkilenir miymiş?... Etkilenirmiş… Son olarak Çelik Motor PR şirketinin de bence silkelenmesi lazım… İlk dökülenler bular haftaya devam ederiz…