Maserati Tipo 61, 60 yıl önce Almanya’da önemli bir başarıya imza attı. Tipo 61, Nordschleife’de düzenlenen ve o yılların en önemli dayanıklılık yarışı olan Nürburgring 1.000 kilometre yarışının 7'ncisinde önemli bir zafer elde etti.
Masten Gregory ve Lloyd Casner'in pilotajındaki Maserati Tipo 61, 1960’ta Stirling Moss ve beraberinde Dan Gurney pilotajında elde edilen zaferden sadece bir yıl sonra tekrar galip gelerek çifte zafere imza attı. Maserati MC12 Stradale’ye ilham veren renkler beyaz ve mavi olarak belirlendi. 2000'li yılların başında öne çıkan MC12 Stradale, kısa bir süre önce bayrağı yeni MC20’ye devretti ve her zaman Maserati’nin DNA’sının ayrılmaz parçası olan yarış ruhunu canlandırarak markanın motor sporlarına dönüşünün yolunu açtı.
Yarış kökenlerinden yeni bir geleceğe
Giulia Alfieri tarafından tasarlanan Tipo 61’in, yaklaşık 200 tüpten oluşan karmaşık şasisi, görünümü itibarıyla “Kuş Kafesi” olarak ünlendi. Tipo 61, bu şasi ile üretilen beş modellik serinin en ünlü modeli oldu ve söz konusu üretim tekniği onu dönemin yarış otomobillerinden daha hafif, aynı zamanda daha sağlam bir şasiyle anılmasını sağladı. Bu teknik iki koltuklu, önden motorlu, arkadan itişli yarış otomobilleri dünyasının en iyi çözüm haline geldi.
Maserati, Mart 1959’da Tipo 60’ı üretmeye başladı ve aynı yılın kasım ayında, Le Mans 24 Saat yarışında katılmak için gereken teknik şartnameleri karşılamak üzere otomobili Tipo 61’e dönüştürdü. Dört silindirli motorun hacmi 2.900 cc’ye artırılırken, güç üretimi 7.000 d/d’de 250 HP’ye ulaştı. Ayrıca Tipo 60 için uygulanan düzen ve çözümleri korundu. Diğer yandan, ağırlığı 570 kg’dan 600 kg’a çıkmıştı ve 270 km/s yerine 285 km/s maksimum hıza ulaşıyordu. Her ne kadar motor hacmi ve gücü artmış olsa da Tipo 61 daha tutumluydu. Daha az yakıt gereksinimi Tipo 61’in yarış esnasında yakıt için durma sayısını azalttı ve böylelikle Tipo 61, dayanıklılık yarışlarında çok önemli bir avantaj sağladı.