“Ülkeye gelecek yatırımlar konusunda Sanayi Bakanlığımızın da bir duruşu var. Sayın Bakanımız da farklı zamanlarda açıklamalarda bulundu ve biz de aynı görüşteyiz. Türkiye’ye gelecek olan bir yatırımın muhakkak yerli sanayiyi ve tedarik sanayiyi desteklemesi lazım. Peki Türkiye’nin ihtiyacı aslında ne? Yeni teknoloji parçalarına yönelik tedarik sanayisinin kuvvetlenmesi. Şu anda bizim geleneksel tedarik sanayi parçası üretimimiz çok iyi, ancak artık otomotivde yeni teknolojik parçalar hayatımıza girmeye başlıyor ve bunlar tabii ölçek gerektiriyor. Bu parçalardan 3.000 ya da 5.000 tane üretmekle olmuyor, bunu 1.000.000 tane üretmek gerekiyor. Hükümetin ve bakanlıkların Çin yatırımlarının peşinde olmasının sebeplerinden biri de bu. Türkiye’nin yeni teknoloji tedarikçi parkını kuvvetlendirmesi gerekiyor, çünkü aksi halde bizim de rekabet gücümüz azalır. Araçlardaki yerlilik oranımızın, korunması lazım. Bunun için de teknoloji transferi ya da belli bir ölçeğin yakalanması gerekiyor. O nedenle Türkiye’ye gelecek olan yatırımın, yalnızca istihdam yaratması yeterli değil; sizinle aynı fikirdeyim. Bu yatırımların mutlaka Ar-Ge’si olması, Türkiye’den belli miktarda tedarik sağlaması gerekiyor. Bizim için ideal olan, Türkiye’deki yeni teknoloji tedarik parkına destek olmasıdır. Yani bu tür tedarikçilerin Türkiye’ye gelip üretim yapmasını sağlaması gerekir. Bence bu üç unsurun da olması lazım; aksi halde bu tür yatırımların Türkiye’ye faydası olmaz. Yoksa bir çağrı merkezi kurarak da istihdam yaratabilirsiniz; bunun için çok büyük bir yatırıma gerek yok.
Biz ihracatta iyiyiz ve artmaya da devam edeceğiz
“Yaptığımız yatırımlara bağlıyoruz.  Türkiye’de üretilen ürünlerin bir çoğu başka yerde yapılmı. Biz 23-24'te aldığımız yatırım kararlarının sonuçlarını görüyoruz. Onun için biz ihracatta iyiyiz ve artmaya da devam edeceğiz çünkü bu son yıllarda yatırım tablosunu çıkarsak gerçekten 2023-2024 yılında bütün ana firmaların hepsinin çok ciddi yatırımları oldu. Hepsi bu yatırımları hayata geçirdiler veya geçirmeye çalışıyorlar. Onun birikiminden faydalanıyoruz çünkü otomotiv bakış açısı 10 seneden uzun. Şimdi bir yatırım kararı alıyorsunuz, onu zaten 2-3 senede hayata geçiriyorsunuz ve cycle ondan sonra 8-10 sene. Böyle bir 10 senelik pencere açıyorsunuz. Biz şimdi o pencereyi açtık. Şansımız varmış ki o pencereyi zamanında açtık. Toplantı arasında da söyledim, önemli olan bundan sonra cycle'a doğru pozisyonda girmek, tekrar bu sanayinin büyümesini sağlamak. O yüzden yatırımlarımız var. Yatırım kararlarımız var ve bunları uygulamaya geçiriyoruz. Şimdi bunların sonuçlarını alıyoruz.
Kapasitemiz kötü değil
Yerlilik oranın tabi ki yüzde 30, yüzde 40’lar arasında kalması lazım. Bunun yarattığı risk, aslında siz bir yatırım fizibilitesi yaptığınız zaman, yüzde 100 ihracata yönelik yatırım fizibiliteleri çok desteklemiyor. Yani mutlaka bunun bir miktar iç pazarla desteklenmesi lazım. O yüzden Türk otomotiv sanayisindeki oyuncuların iç pazardaki performansları önemli. Türkiye’deki otomotiv sanayisinin sürdürülebilirliği ve büyüyerek sürdürülebilirliği anlamında, Türkiye’deki yatırımların da iç pazardan belli bir pay alması bu fizibiliteleri olumlu yönde etkileyeceği için bizce son derece önemli. Onun için toplantıda bunun altını çiziyoruz. Tabi bunun yolu da Türkiye’deki yatırımların artması. Şu anda gördüğümüz gibi Türk otomotiv sanayisinin yüzde 66 gibi bir kapasite kullanımı var. Aslında kapasitemiz kötü değil, 2,2 milyon adetlik bir kapasitemiz var. Bu dünyada bir çok ülkede olmayan bir kapasite. Avrupa’da hafif ticari araç üretiminde ikinciyiz, otomobilde de 6’ncıyız. Bu Türkiye’deki kapasitenin boyutunu gösteriyor. Tabi gönül istiyor ki biz de bu kapasiteyi yüzde 80’ler, 90’lar seviyesinde kullanalım. Bunu kullanmak aslında yeni yatırımları ülkeye çekmek, bir de bir ülkeye yatırım gelmesinde yerli pazarın büyüklüğü ve yerli pazardan alınan pay her zaman önemli. Bu yalnız mevcut oyuncular için değil Türkiye pazarına girecek olan oyuncular için. Yerli sanayinin desteklendiğini gördükleri zaman yeni yatırımcıların bu pazarlara girmesini de hızlandıran bir konu. Geçmişte hepimiz takip ettik, Rusya’ya büyük yatırımlar yapıldı. Niçin bütün markalar Rusya’ya gitti yatırım için? Teşvikler için gitmediler aslında pazar yüzünden gittiler çünkü herkes şunu gördü, Avrupa pazarı büyümüyor, Rusya pazarının büyüme potansiyeli var. O zaman Rusya’da yatırım yapalım, şu anda büyük zararlar oluştu. Ama ordaki en büyük motivasyon büyüme potansiyeli olan Rusya pazarıydı. O yüzden biz her zaman şunu söylüyoruz, Türkiye pazarının büyümesi aslında çok önemli. Türkiye pazarın belli bir seviyede ve aslında belli bir seviyesi koruyarak da devam ediyor. Yüksek vergilere rağmen bu böyle. Daha fazla yatırım çekmek için de yatırım yapanların bu pazarda satış yapabileceklerini görmeleri, fizibilitelerini kolaylaştırıcı bir unsur, onun için önemli.