Pandemi sürecinde de sektörle ilgili genelde olumsuz mesajlar veren ve “yandık-bittik-battık” açıklamalarını öne çıkartan Yenigün’e tepkiler yine kendi meslektaşlarından geldi. Dün görüştüğümüz otomotiv sektörü yöneticileri şu konulara parmak bastılar:
“Belirsizliği doğru yöneten kazanır” açıklamasını yapan Haydar Yenigün’e ilk tepki bu açıklamasından geldi. Sektörde en az Yenigün kadar tecrübeye sahip olan yöneticiler de; “Son 15 yılımıza bakalım. Hangi yıla belirsiz başlamadık ki? Her yıl belirsizlikle başladık, belirsizlikle bitirdik. Bu belirsizlik Türkiye ekonomisinin bir parçası. Bu açıklamasıyla ne demek istiyor anlamadık. Her yılımız belliydi de, bu yıl mı sadece belirsiz ” açıklamasını yapıyorlar. Bu arada “belirsizliği doğru yöneten kazanır” açıklamasının da “Ne anlama geldiği belli olmayan içi boş bir açıklama” olarak değerlendirenlerin de sayısı az değil. Nedense toplantıya katılan hiçbir gazetecinin de “bu cümle ile ne demek istediniz” diye sormaması da yadırganan konuların başında yer alıyor…
Yenigün’ün sınırlı sayıda gazeteciye yaptığı açıklamalarda “Talep patlaması normal değil” açıklaması da eleştirilen bir başka noktayı oluşturuyor. “Talep patlaması normal değil biz bunu istemiyoruz, sürdürülebilir bir ortam istiyoruz” demesi de eleştirilere neden oldu. “2019’dan bu yana ertelenen talep patlamasının neresi kötü” diye soran yöneticiler “talep patlasa bir dert; ötelense bir dert, hiç böyle bir komik açıklama olur mu? Talep patladıysa bunu yönetmek bizim işimiz. Kriz yönetmek bizim işimiz. Sürdürülebilir bir sektörü şekillendirmek, yönlendirmek ve yaratmak OSD Başkanı olarak da onun da görevi de değil mi? Bize göre talihsiz bir açıklama” görüşünü paylaşıyorlar…
Haydar Yenigün’ün açıklamalarının biri de “Temmuz ayında 85-90 bin araç satış yapıldığı, araç olsa bu rakamın 120-130 bin olacağı belirtiliyor. Bu normal değil. Bir otomotivci olarak söylüyorum; bunun maliyeti katlanılabilir bir durum değil. “ açıklaması. Sektör yöneticileri tarafından yadırganan bir açıklama da bu oldu. Yöneticiler “Az araç satılsa az diye ağlarken şimdi de çok araç satılıyor diye hayıflanması ilginç. Bu pandemi sürecini sadece otomotiv değil tüm sektörler yaşadı halen daha da yaşıyor. Sadece otomotiv için konuşulması sadece otomotivi merkez olarak değerlendirmesi çok garip. Tüm dünya ile birlikte ülkemizdeki tüm sektörler olumsuz etkilendi. Ona rağmen satışların artmış olmasına olumsuz gözlüklerle bakılmasa anlam veremedik” açıklamasını yapıyorlar.
Yenigün açıklamalarının bir bölümünde; “Sürekli ‘işleriniz çok iyiymiş, çok iyi araç satıyormuşsunuz’ diye arandıklarını söyledikten sonra “Biz, ‘bu sene 550 bin araç satılır' derken, bugün neredeyse 800-850 bin araç telaffuz ediliyor. Müşteri araç almak istiyor ve biz, “Sana aracı Eylül ayında verelim diyoruz” demesi de eleştiri oklarına hedef olmuş. Yöneticiler “Evet işlerimiz iyi ve çok iyi araç satıyoruz. Temmuz ayında tüm yılların rekoru gelebilir. Bunu saklamanın ve maliyetler arttı diye ağlamanın kime ne faydası var? Müşteri Eylül ayına sıraya giriyorsa bunda kötü olan ne? Alan razı veren razı. Biz otomotiv sektörü olarak sürekli devletten bir şeyler isteyen, sürekli ağlayan bir sektör olmamamız lazım. İstanbul Sanayi Odası'nın “Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırması 2019 yılı sonuçları listesinde Ford Otomotiv 37 milyar 71 milyon lira ile üretimden satışlarıyla ikinciliği alan bir şirketin Genel Müdürü ve OSD Başkanı olarak olumsuzluklardan değil olumlu açıklamalardan beslenmemiz lazım” görüşünü paylaşıyorlar…