Otonom sürüş özelliğine sahip olan Peugeot Instinct Concept eşzamanlı olarak markanın sürüş keyfi konusundaki kararlılığını da bünyesinde barındırıyor. Peugeot Instinct Concept, sahip olduğu özelliklerle kullanıcısının beklentilerini ve gereksinimlerini en iyi şekilde karşılıyor. Otonom sürüş özelliğine sahip otomobiller, bir sonraki otomotiv devrimi olarak öne çıkıyor. Her üretici bu özelliği gelecekte sunabilir. Aradaki fark ise bunu nasıl sunacağı ile ortaya çıkacak.
Bir otomobil, ilk kez kullanıcısının veri bulutu ile bağlantı kurmasını sağlayan Samsung “ARTIK Cloud” nesnelerin internet (I.o.T) platformuyla donatılıyor. Mobilite kavramına tamamen yeni bir boyut getiren Peugeot Instinct Concept bağlanabilirlik özelliğine sahip her tür akıllı cihaz ile mükemmel bir uyum içinde çalışabiliyor. Araç, kullanıcının akıllı telefonu, akıllı saati veya evdeki akıllı otomasyon sistemindeki veriyi entegre ediyor. Ev, ofis veya eğlence için bir dizi yeni kullanım özellikleri sunan Peugeot Instinct Concept kullanıcıya günlük yaşamındaki davranışları sorunsuz ve kolay bir şekilde yerine getirme imkanı sunuyor.
Peugeot Instinct Concept iki farklı aktif sürüş modu (Drive Boost or Drive Relax) ve iki farklı otonom sürüş modu (Autonomous Sharp or Autonomous Soft) olmak üzere toplam dört farklı sürüş modu natifi sunuyor.
Peugeot’nun uyarlanabilir i-Cockpit’i otonom sürüş özelliğine sahip aracın gereklerini yerine getirmek üzere yolcu kabinini yeniden yorumluyor. Ekran arayüzleri, seçilen sürüş moduna veya kullanıcı profiline bağlı olarak sürüş öncesinde, esnasında ve sonrasında yapılandırılabiliyor. Sürücü, Peugeot Instinct Concept’in kontrolünü her koşulda elinde tutabiliyor. Otonom sürüş modunda sürücü orta konsoldaki i-Device üzerinden araca komut verebiliyor veya araca manevra yaptırabiliyor.
Peugeot Instinct Concept geleceğe ışık tutan, tamamen fütüristik ve yenilikçi bir sportif station tasarımı ortaya koyarken akıcı çizgiler aracın aerodinamik tasarımına vurgu yapıyor.
Peugeot Instinct Concept nesnelerin interneti ile tam bir bağlanabilirlik sağlıyor.
Peugeot Instinct Concept tasarlanırken doğadan ve insanlardan ilham alındı. İnsanlar kendi çevrelerinden öğrendikleriyle yaşamlarını şekillendiriyor. Peugeot Instinct Concept de benzer şekilde kullanıcının profilini oluşturmak için derin öğrenme teknolojisini kullanıyor. Nesnelerin interneti altyapısı sunan Samsung “ARTIK Cloud” her gün kullanılan akıllı cihazlarla bağlantı kuruyor ve veriler topluyor. Söz konusu veriler akıllı saat, akıllı telefon ve sosyal medya üzerinden toplanıyor. Sistem ayrıca akıllı televizyon, audio streaming, akıllı ev çözümleri, bilgisayar ve diğer cihazlara erişim sağlamak üzere eve bağlanabiliyor. Her gün kullanıcı ile birlikte olan ve düzenli olarak kullandığı güzergahları veya en sevdiği yerlere nasıl gittiğini bilen otomobil de oldukça değerli bir bilgi kaynağı.
Peugeot ve veri bilim şirketi Sentiance, veriyi anlamlı kılacak şekilde işliyor ve her kullanıcının profilini tanımlıyor. Dinamik olan analiz sürekli olarak gelişmeye devam ediyor. Bu, Peugeot Instinct Concept’in kullanıcının ihtiyaçlarını ve arzularını karşılamak üzere mimarisini önceden ayarlayabilmesi anlamına geliyor.
Örneğin hava durumu ve trafik koşullarını da göz önünde bulunduran aracın navigasyon sistemi ile günlük ajandanız senkronize olurken hedefe zamanında ulaşmak için evden 15 dakika kadar daha erken çıkılması gerektiğini tavsiye edebiliyor. Veya Focal marka ses sistemi kullanıcının evde dinlediği müzik parçasını araçta çalmaya devam edebiliyor. Ayrıca kullanıcının motoru çalıştırmasıyla evin kapısı otomatik olarak kilitleniyor. Kullanıcının spor salonundan çok yorgun çıktığı bir günde kullanıcının akıllı telefonu ile bağlantı halinde olan Peugeot Instinct Concept otomatik olarak Autonomous Soft sürüş moduna geçebiliyor. Böylece kullanıcı eve dönerken dinlenebiliyor. Araç eve yaklaşırken evin bahçe ışıkları yolu aydınlatmak üzere yanıyor. Bir önceki gün sporun yeterli olmaması halinde araç kullanıcısına ofisten 10 dakika kadar yürüme mesafesi uzaklıkta park etmeyi öneriyor ve kullanıcısının egzersiz yapmasını sağlıyor. Kullanıcının bir sonraki randevusunun önce otoyol ve ardından bol virajlı bir karayolu olmak üzere karma güzergahta olması halinde güzergahın otoyol bölümünü Autonomous Sharp sürüş modunda kat eden araç, sürücüye dinamik ve keyifli bir sürüş yaşatmak üzere yolun bol virajlı bölümünde Drive Boost sürüş moduna geçiş yapıyor.
Otomobil kullanıcı için benzeri görülmemiş bir sürüş deneyimi sunuyor. Aracın yaşam alanı her bir seyahati kolaylaştıracak şekilde tasarlanıyor. Otomobil, sürüş modu, koltuk ve arayüz ayarları, ortam aydınlatması, ses sistemi ve benzeri olmak üzere birçok özelliği önceden ayarlıyor. Bununla birlikte sürücü manuel sürüş ile otonom sürüş arasında seçim yapma noktasında tamamen özgür tutuluyor.
Kullanım kolaylığı sağlamak üzere dört farklı sürüş modu sunuluyor. Drive Boost dinamik bir sürüş deneyimi için tasarlanmış durumda. Drive Relax sürüş modu ise sürücüyü desteklemek üzere gelişmiş sürüş destek sistemlerini kullanıyor.
Autonomous Soft sürüş modu tamamen konfor odaklı bir yapıya sunuyor. Yolculuklar biraz daha uzun sürebilir, ancak bu kullanıcıya bir film izlemek, okumak veya dinlenmek için zaman tanıyor. Autonomous Sharp sürüş modu ise zamanı en verimli şekilde kullanarak yolculuk sürelerini optimize ediyor.
Devrim niteliğinde Peugeot duyarlı i-Cockpit
Bugüne kadar sunulan konseptlerde otonom sürüş özelliğine sahip araçlara elit ve ulaşılması zor bir imaj verilmişti. Bu gibi ürünler, ürün gamının tepe noktası olarak lanse edilirken, tamamen sürücü odaklı tasarlanıyordu. Peugeot’nun vizyonu tamamen farklı bir yaklaşım sergiliyor. Otonom sürüş olabildiğince çok kullanıcıya ulaşmalı ve yarar sağlamalı. Peugeot bu düşünceden hareketle Duyarlı i-Cockpit adlı yenilikçi ve uyarlanabilir bir yaşam alanı tasarladı.
Sürücü kabini, manuel sürüş ve otonom sürüş modları arasında geçiş yaparken dönüşüyor. Kompakt direksiyon simidi ve ş tipi düğmelere ev sahipliği yapan panel ön konsola doğru katlanırken eşzamanlı olarak gaz pedalı pedal yuvasına doğru gizleniyor.
O anki sürüş modundan bağımsız olarak sürücü araç üzerinde kontrol sahibi olabiliyor. i-Device orta konsoldaki 9,7 inçlik ekranın yanında konumlandırılıyor ve kullanıcıya istediği zaman aracı kumanda etme imkanı sunuyor. Kullanıcının öndeki aracı geçmek veya Soft modundan Sharp moduna geçiş yapmak için hafifçe dokunması yeterli oluyor.
Manuel sürüş modunda hologramlı gösterge paneli araç hızı, PHEV enerji kullanımı ve pil seviyesi gibi verileri gösterirken, dijital geri görüş fonksiyonu sürücüye kör noktada bir aracın olup olmadığını bildiriyor.
Otonom sürüş modunda bu özellikler dışında gidilen mesafe veya kalan mesafe gibi bilgiler de gösteriliyor. Sürücü bu modda dinlenebiliyor. Sürüş moduyla birlikte kabin içindeki ambiyans da değişiyor. Göstergelerdeki bilgiler dışında, koltuk pozisyonları, aydınlatma ve ses seçenekleri de sürüş moduna bağlı olarak değişiyor.
Peugeot duyarlı I-Cockpit her bir yolcuya özel bir alan sunuyor. Her bir yolcunun rahat olduğundan emin olmak için koltuklarda havacılık tasarımından esinleniyor. Minder, sırtlık ve başlık olmak üzere vücudun koltuğa temas ettiği her nokta tek tek ele alınıyor. Alüminyum ile güçlendirilen koltuk minderi sabit tutuluyor. Koltuk sırtlığı ise hareketli bir Y ekseni ile şekillendiriliyor. Yolcular dinlemek üzere yatay veya film izlemek veya çalışmak üzere dik olmak üzere diledikleri oturma pozisyonunu seçebiliyor.
Yolcuların her biri geniş bir hizmet yelpazesi sunan ve sesli yanıt sistemiyle çalışan kişisel asistan vasıtasıyla otomobil ile iletişim kurabilirken, örneğin sinema için koltuk seçimi yapabiliyor veya çevrimiçi sinema bileti satın alabiliyor.
Kabin içinde kullanılan malzemeler, araç içerisinde geçen sürenin daha konforlu olması için özenle seçildi. Araç zemininde kullanılan ipeksi bir hisse sahip ince kaplama ayakkabıları çıkartarak rahatlamaya davet ediyor. Koltuklar vücuda oturacak ve vücudu destekleyecek şekilde şekillendiriliyor. Aynı malzeme, orta konsoldaki yan paneller, kapı panelleri, koltuk tabanları ve koltuk sırtlıklarını da süslüyor. Esnek ve yumuşak bir deri ile kaplı olan koltuk başlığı boyun desteği sunuyor.
Sonsuz silüet: Shooting brake (Sportif Station)
Peugeot Instinct Concept ile otonom sürüş özelliğine sahip otomobil tamamen yeni bir ekosistem sunarken sade ve yenilikçi tasarım çizgileri kusursuz aerodinamik bir silüet ortaya koyuyor.
Mühendisler ve tasarımcılar yakıt tüketimini azaltmak ve yolcu konforunu artırmak için aerodinamik iyileştirme üzerinde çalışıyorlar. Özellikle bunlardan gelişen aerodinami ile hafa sürtünmelerinin azaaltılması gelecekte çok daha fazla önem kazanacak. Otonom sürüş özelliğine sahip otomobillerle seyahat eden yolcular rahat ve konforlu bir ortamda diğer işlerle uğraşabilir, yolculuğun tadını çıkartabilir veya yeni yollar keşfedebilir.
Peugeot Instinct Concept’in gövde oranları ve formları markanın köklü mobilite geleneğinin yansıması niteliğinde. Eğimli ve kıvrımlı hatlar teknik yapıyı ve yolcuları çevreliyor. Uzun motor kaputu PHEV güç ünitesi tarafından sağlanan 300 HP gücü gözler önüne sererken, belirgin çizgilere sahip çamurluk ağızları iyi bir yol tutuşa ve dört tekerleğin her birindeki güce vurgu yapıyor.
Son derece etkileyici bir tasarıma sahip ön bölüm teknik açıdan da önemli detayları bünyesinde barındırıyor. Her bir LED farın ortasına göz bebeğini andıran bir kamera lensi bulunuyor. Aracın çevresini tarayan bu kameralardan elde edilen veriler sürüş destek sistemlerine gönderiliyor. Ön ızgara farklı yönlerden bakıldığında farklı bir görünüm sunuyor. İçe doğru bombeli ızgara arslan ağzını andırırken otonom sürüş aktif olduğunda ızgaranın altı beyaz renkle çiziliyor. Ön farların her iki yanında en alttan en üst noktaya kadar çapraz bir şekilde yükselen birer adet LED şerit bulunuyor.
Aracın burun kısmındaki aerodinamik yapı 90 km/s ve üzeri hızlarda iki farklı görev üstleniyor. Bu yapı ilk olarak ön aksa yere basma kuvveti uyguluyor. Yine bu yapı hareket eden aracın karoseri üzerindeki baskıyı azaltmak için bir açı oluşturuyor. Burun bölgesinden iletilen yol rüzgarı tekerlek yüzeyinden dışarıya atılıyor. Böylece sanal olarak bir tekerlek kapağı etkisi yaratılırken, şasi, süspansiyon ve beş kollu hafif alüminyum jantlarla birlikte aerodinamik etkileşim arttırılıyor. Aerodinamik optimizasyon arka kısımda da devam ediyor. Ön kapı kuşağı boyunca arkaya doğru iletilen hava 3 boyutlu arka stop lambalarının altında bulunan difüzör üzerinden akıyor. Tavan çizgisiyle birlikte arkaya doğru eğimli sunroof da sadece görsel bir şölen olmakla kalmıyor ve aerodinamik optimizasyonu destekliyor.
Peugeot sürüş keyfi yakın gelecekte; otomobilin verdiği zevk ikiye katlanacak. Dinamik sürüşün keyfi, sürüşte kaybedilen zamanın geri kazanılması ile birleşecek. Bu zaman kullanıcının kendisi için boş, zevk alacağı istediği herhangi bir şeye konsantre olacakğı bir zaman. . Peugeot Instinct Concept bu fikri gerçeğe dönüştürüyor.