Yılın 2. yarısında Renault markasının yenilikleri neler olacak? Hangi modeller piyasaya satışa çıkartılacak. Aynı şekilde  yılın 2. yarısında Dacia da büyük atağa gireceği görülüyor. Uzun bir zamandır yükseliş trendinde olan Dacia'daki bu model çeşitliliği karşısında geleceği yer, satış ve pazar payı rakamlarını paylaşır mısınız?
 
Renault ve Dacia markalarımızın önemli yatırımları söz konusu.
“Tüm dünya bir mobilite ekosistemine doğru hareket ediyor. Buna paralel olarak elektrikli araçların şu anda otomotiv sektörünün en güçlü trendi olduğunu söyleyebiliriz. Renault ve Dacia markalarımızın bu alanda çok büyük ve önemli yatırımları söz konusu. Elektrikli araç teknolojisinin öncü oyuncuları arasındayız. Elektrikli araçları daha popüler, ulaşılabilir ve sürdürülebilir bir hale getirmeyi amaçlayarak, yeni Renault Megane E-Tech %100 Elektrikli ve, Kangoo E-TECH %100 Elektrikli’yi ülkemizde bu yıl satışa sunacağız. Satışa sunulduğu ülkelerde 2 yıldan kısa bir sürede 100 bin adedin üzerinde siparişle elektrikli araç pazarının liderlerinden biri haline gelen Dacia Spring’i, piyasadaki en ulaşılabilir elektrikli araç olarak Türkiye’de temmuz ayında satışa sunmayı planlıyoruz. Bu yıl elektrikli araç pazarındaki altyapıyı ve tüketici nezdindeki farkındalığın çok artacağı bir döneme girdiğimizi düşünüyorum.”
 
“Bugüne kadarki en iyi Renault”
“2023 yılı ülkemizde hibrit modeller için de çok önemli bir yıl oluyor. 2023’ün ‘Satın Alınabilecek En İyi Otomobili” seçilen hibrit modelimiz Renault Austral’in ilk 500 adedini kısa bir süre önce ön siparişe açmıştık. Yeni modelimiz büyük ilgi görerek ön siparişe açıldığı gün tükendi. “Bugüne kadarki en iyi Renault” iddiasıyla Türkiye’de haziran ayında yollarda olacak Renault Austral’i büyük bir heyecanla bekliyoruz.
 
Dacia, “güçlü ve outdoor" imajını daha da ileriye taşıyacak
Dacia’da yeni bir donanım seviyesini de satışa sunmaya hazırlanıyoruz. Yeni Extreme donanımıyla Dacia, “güçlü ve outdoor" imajını daha da ileriye taşıyacak.  Jogger ve Duster’ın Extreme versiyonları haziran ayında, Sandero Stepway Extreme ve Spring Extreme ise temmuz ayında Türkiye’de kullanıcılarla buluşacak. Dacia için 2023 yılında hedefimiz, 2004 yılında giriş yaptığımız Türkiye pazarında toplamda yarım milyonluk satış adedine ulaşmak.
 
En iyi ve yeterli stok için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Tedarik belirsizlikleri tüm sektörü etkilediği için, adetler ve pazar payı üzerine tahminlerde bulunmak bu dönem için çok sağlıklı olmayacaktır. Pazara son yıllarda bulunabilirlik şekil veriyor. Kullanıcılarımızın yeni modellerimize gösterdiği ilgiyi karşılamak ve güçlü satış adetlerine ulaşmak adına bizler de en iyi ve yeterli stok için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
 
 
Dacia'nın  değişen yüzü ve model zenginlikleriyle Türkiye'de de müşteri profilinin değişeceğini düşünüyor musunuz? Bu haliyle hangi müşteri profilini hedefliyor olacaksınız.
 
 
Dacia’nın  hedefi “ulaşılabilir fiyatlı mobilitede lider marka olma”
“Renault Grubu, 2021 yılının başında açıkladığı yeni kurumsal stratejik planı Renaulution kapsamında Dacia hedefini “ulaşılabilir fiyatlı mobilitede lider marka olma” olarak açıklamıştı. Bir otomobilde gerçekten olması gereken özellikleri gelişen teknolojiyle sürekli güncelleyen Dacia, akıllı çözümler sunan bir fiyat performans markası olarak müşterilerinin ihtiyaçlarına cevap veriyor.
 
 
Türk tüketicisinin beklentileriyle örtüşüyor
Türkiye’de ilham veren bir başarı hikayesine imza atan Dacia, temel değerlerinden vazgeçmeden, yeni marka kimliğiyle daha da çekici hale geldi. Dacia’nın Türkiye’de geldiği nokta ve başarı, marka felsefesinin Türk tüketicisinin beklentileriyle ne kadar örtüştüğünü gözler önüne seriyor. Dacia, akıllıca harcama yapan, özgürlüğe düşkün ve aşırı tüketimden kaçınan kullanıcıların beğendiği bir otomobil vizyonu ortaya koyuyor. 
 
Son olarak, hem küresel pazar hem de 2023 Türkiye pazarına dair öngörülerinizi paylaşır mısınız?  
 
Temkinli bir iyimserlik içindeyiz.
“2023 yılında küresel ekonomik toparlanmanın temkinli bir seyir izleyeceğini öngörüyoruz. Yarı iletken bulunabilirliğinde bir miktar iyileşme olsa da pandemi öncesi üretim kapasitelerine erişmenin 2024 yılından önce gerçekleşmesi pek mümkün görünmüyor.  Seçim ekonomisi ve yarı iletken bulunabilirliği paralelinde, iç piyasada bugüne kadar yoğun bir canlılık yaşandı. Hem araç bulunabilirliği hem de lojistik sıkıntıları nedeni ile talebe karşılık veremeyen pazar neticeleri görsek de yılın ikinci yarısı için güçlü lansmanların da etkisi ile temkinli bir iyimserlik içindeyiz. Elbette talepte piyasa salınımına da bağlı olarak biraz frene basılması olasılığı mevcut. Ancak son 3 yıldır, otomotiv talebini rasyonellik ile açıklayamıyoruz. Orta vadede ise Türkiye'nin dünya genelinde artan ekonomik önemine paralel olarak hızla normalleşebileceği ve bu normalleşmenin güçlü sektörlerden biri olan otomotiv endüstrisine de olumlu katkı sağlayacağını düşünüyoruz.