“Geçen hafta gerçekleştirdiğimiz, anket çalışmasında tedarik sanayisinde Covid-19’un etkilerini anlamaya çalıştık. Anketimize katılım yüksek oldu, yaklaşık 170 firma katıldı. Buna göre, Mart-Kasım döneminde Covid-19 pozitif olanların oranı yüzde 5,4 çıktı. Anketi yaptığımız gün olan 5 Kasım 2020 tarihinde şirketlerde pozitif olanların toplam çalışanlara oranı yüzde 1,8. Yani, o tarihte 100 çalışandan yaklaşık 2’si tedarik sanayisinde Covid-19 hastasıydı. 7 aylık bir süreçte 5,4 olan sayı, sadece 1 günde yani 5 Kasım’da 1,8 olmuş. Bu da aslında hepimizin “çember daralıyor” dediği olgunun şirketlere de geldiğinin bir işareti. Şirketlerde de artık ciddi miktarda hastalığı hissediyoruz. Tabi ki, sadece hasta olduğu için değil temasta olduğu için işe gelmeyenler de var. 5 Kasım günü yüzde 3,5 oranında çalışan şüpheli-temaslı olması nedeniyle işe gelememiş. Her ikisini topladığımız zaman yüzde 5,3 yapıyor. Sonuç olarak, otomotiv tedarik sanayisinde 5 Kasım günü şirketlerimizde her 100 çalışandan 5’i Covid-19 nedeniyle işe gelemedi. Dikkat çeken bir diğer konu da Covid-19 ile beklentiler oldu. Bu kapsamda, sektör önümüzdeki birkaç ay içerisinde pozitif vaka sayısının yüzde 9,7’ye yükselmesini bekliyor. Yani hastalığın seyrinin şirketlerde iki katına çıkacağı öngörülüyor.
 
“İşyerlerimiz daha sağlıklı ve güvenli”
 
Anketin bir diğer dikkat çeken konusu Covid-19’a yakalanma yerleri oldu. Buna göre, Covid-19 teşhisi konulan çalışanların yüzde 80’inin hastalığa şirket dışında yakalandığı ortaya çıktı. Burada şirket dışında kastettiğimiz; evde, restoranlarda, sokakta, aile ziyaretlerinde yani sosyal hayatta. Aslında bunu şu şekilde yorumluyorum. Otomotiv sektöründe iş yerleri aslında evden ve sosyal hayattan daha güvenli. Toplu taşımayla işe gelen sayısı yok denilecek kadar az. Şirketlerin içerisi kontrollü. Çalışma alanları özel camlarla ayrılıyor. Sigara içme alanlarında bile bu ayrımlar var. Bu sonuçlardan görüyoruz ki, hastalık aslında iş yerinden veya çalışmaktan dolayı artmıyor. Hastalık büyük çoğunlukla sosyal hayattan dolayı artıyor.
 
 
“Önümüzdeki üç ay değişim beklenmiyor”
 
TAYSAD olarak gerçekleştirdiğimiz ankette üretimle ilgili beklenti ve veriler de yer alıyor. Buna göre, önümüzdeki 3 ay içerisinde üretimin aynı seviyede kalacağını ifade eden katılımcıların oranı yüzde 45. Katılımcıların yüzde 32’si ise üretimin önümüzdeki üç ayda artmasını bekliyor. Yüzde 23 oranında da işlerin biraz daha azalacağı kanaatinde olanlar var. Genel yaklaşım, vakaların artacak olmasına rağmen üretimde bir aksama yaşanmaması.
 
TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı:
 
“Tedarik sanayisinde 2020 yılı ciro kaybı 25 milyar TL”
 
 
Otomotiv sektörü 2020 yılında pandemi nedeniyle küresel olarak ağır darbe aldı ve 2. dalga ile bu olumsuz etki devam ediyor. Mart, Nisan ve Mayıs ayları Çin hariç tüm dünya da çok kötü geçti. Haziran ve Temmuz aylarında toparlanmaya başlayan sektör, Kasım ayında tekrar 2. dalganın etkisi ile karamsar havaya girmeye başladı. 2020 yılında 5 milyon adedi Avrupa'da olmak üzere, araç üretimi küresel olarak 16 milyon adet azalacak. 2021 yılında bir toparlanma olacağı, küresel üretim artışının 13% ve Avrupa’daki artışın ise 16% seviyelerinde olacağı öngörülüyor.  Türkiye’de 2018 ve 2019 yıllarındaki araç üretimindeki düşüş 2020 yılında pandemi etkisiyle artarak devam etti. Pandemi döneminin ilk 3 ayında yani Mart-Mayıs döneminde tamamen bir çöküş yaşamıştık. Haziran ve Temmuz aylarında toparlanma gösteren araç üretimi Ağustos - Ekim ayları arasında 2019 yılına göre daha yüksek gerçekleşti. Kasım ve Aralık aylarında üretim adetlerinin planlandığı şekilde gerçekleşeceğini ve 2020 yılını 150 bin araç kayıp ile 1,3 milyon araç üretim seviyesinde kapatacağımızı düşünüyoruz. Eğer pandemi 2. dalga etkisi minimum seviyede ve kısa sürede atlatılırsa 2021 yılında üretimin 1,5 milyon araç seviyesinde gerçekleşeceğini söyleyebiliriz. Bütçelerimizi bu öngörüye göre yapacağız.