acelik @ otomobilgazetesi.com

Otomobil markaları yeni modellerini önce basın mensuplarının karşısında tanıtırlar. Yurtiçi ve yurtdışı bu lansmanlarda markalar, kendi marka imajlarına uygun ağırlamaları tercih ederler. Seçilen oteller, gidilen restorantlar, hatta lansmanın yapılacağı şehir bile marka veya tanıtacakları modelin konseptine uygun olmasına dikkat edilir. Test rotaları, rotalar arasındaki mola yerleri bile büyük titizlikle, ayrıntılarına inerek seçilir. Yaklaşık 20 yıldır bu tür lansmanlara yurtiçi ve yurtdışında çalıştığım/yazdığım yayın organları adına davet ediliyorum. Şimdi bu 20 yılın tecrübesiyle son 1-2 haftadır takip ettiğim lansman konusundaki gözlemlerimi paylaşmak istiyorum. Haberini bu hafta okuduğunuz Jeep markası 75. yılını kutlama kapsamında bir grup gazeteciyi iki önemli “zirve”ye çıkarttı. Fethiye Babadağı (1.700 m), Akdağ (2.500 m) zirvesine tüm Jeep modelleriyle çıkış marka adına önemli bir gövde gösterisiydi. Jeep Marka Direktörü Türker Gürtekin bu planlamayı yaparken “otomobil gazetecilerine ilk kez yaşayacakları bir deneyimle araçlarımızı kullanmalarını  istedik” dedi. 20 yıldır lansmanlara giden ben ve benden daha tecrübeli meslaktaşlarımla  gerçekten böylesine ilk off road deneyimi yaşadık. 1.700 ve 2.500 metreye gerçekten zorlu yol şartlarında tırmandık ve indik. Doğal zorlu parkurlarda araçları demene fırsatımız oldu. Geçen hafta ayırca benzer bir mantıkla   hazırlanan Opel Mokka X lansmanı da Kapadokya’nın büyüleyici atmosferinde gerçekleştirildi. Basın toplantısının doğal limon deposunda gerçekleştirilmesi ise etkileyiciydi. Egea SW’nin Kos Adası’nda lansmanı da  mekan ve güzergah olarak konsepte uygun bir lansman olarak aklıda kalıcıydı. Bazı markalar ise gazetecileri güneydeki 5 yıldızlı otellerde ağırladılar. Genellikle Arap turistlerin zevklerine uygun “lüks” ve “abartı”nın ön planda olduğu  bu otellerde yapılan lansmanlarda ne yazık ki “işin ruhu” kalmıyor. Çok ama çok abartılı bütçelerin harcandığı bu “5 yıldızlı otel lansmanları” işin kolayına kaçmak oluyor ki; bu durum  lansmanlara yeni gelmeye başlayan arkadaşları memnun etse de; bu “ruhsuzluk” bir çok tecrübeli meslektaşımızı rahatsız ediyor. Artık;  Opel gibi, Jeep gibi, daha önce Volvo’nun  Bayburt Baksı Müzesi’nde gerçekleştirdiği gibi kültür ve bir felsefe ile tanıtılan modelle birlikte gazetecinin hafızasında “iz bırakan” lansmanları gerçekleştirmek önemli. Bence artık bu mantıkla markalar lansman yaparken bu mantık ve felsefese uygun hareket etmeliler. Ve tabi en önemlisi; aşırı lüks ve abartıya kaçan organizasyonların artık sempatik  gelmediğinin bilinmesi.