Manşet haberimizde kamyon pazarının durumunu okumuşsunuzdur… OSD Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün’ün “kamyon pazarı” hakkında söyledikleri sektörün tamamı için geçerli aslında.  Hafif Ticari Araç Pazarı da geçen yıla oranla son yedi ayda büyük düşüşler yaşıyor. Otomobil pazarı ise şimdilerde “ne sen sor ne ben söyleyelim” durumunda. Şu bir gerçek ki; hem otomotiv sektörü kelimenin tam anlamıyla kan ağlıyor! Bütün bunlara Euro ve Dolar’ın akıl almaz yükselişini de ekleyince sektör her alanda SOS vermeye başladı. Bu döviz dalgalanmasına ellerinde stok araçlarla yakalananlar çaresiz… Önümüzdeki yılın planlamasını yapmak neredeyse imkansız… Euro veya Dolar üzerinden bu şartlarda alacağınız aracı bu vergiler de eklenince kaça-kime satacaksınız? Tüketicinin alım gücü düşmüş, moraller sıfıra inmiş durumda… Devletin bu ve önümüzdeki yılı kurtarmak için acil çözüm planlarını devreye sokması lazım. Özellikle ÖTV’nin kur farklarını göz önüne alarak düzenleme yapılması ve otomotiv sektörüne nefes aldırılması gerekmektedir. Hemen hemen son 3-4 yıla zorlu ekonomik şartlarla giren otomotiv sektörü her kötü şarta rağmen bu yükün altından kalkmasını bldi. Belli bir satış istikrarını korudu. Bunu devlet sayesinde değil devlete rağmen yaptı. Şimdi aynı devletin bu öngörülemez döviz artışlarında otomotiv sektörünün yanında olması gerekmektedir. Her hükümet döneminde konulan vergilerle “günah keçisi” ilan edilen otomotiv sektörü belki de son yılların en büyük kaotik tablosunun içinde. Tıpkı el uzatılan inşaat sektörügibi otomotivin de desteğe ihtiyacı var. Üstelik otomotivin yıllarda ihracat girdileriyle bu devlete nefes aldırdığı unutulmamalı… Son üç aya girmeden ekonomik çözümlerin bulunması hem sektörü hem de tüketiciyi rahatlatmak bence yetkililerin birincil işi olmalı…

Otomotiv basını da zor günler bekliyor.

Otomotiv sektörü bu dar boğazı yaşarken ilk darbeyi otomotiv basını yiyor. İlan, sponsorluk ve özel haber çalışması vb. projelerini anında askıya almak zorunda kalan sektör, otomotiv yayıncılığının da olumsuz etkilenmesine yol açtı. Bu ay 3-4 aylık otomobil dergisinin çıkmayacağını yolunda duyumlar aldım. Bazı meslektaşlarımız basılı yayıncılıktan dijital yayıncılığa geçti. Basılacak kağıt bulmak zorlaştı, bulunan kağıt en az yüzde 30 zamlandı. Vadeler 90 günden 1 güne indi… Dergi maliyetleri totalde yüzde 50 oranında arttı.  Bu şekilde giderse 4-5 aylık derginin daha dijital yayıncılığa geçeceği konuşuluyor. İki büyük kurumsal dergi grubunun bir çok yayınla birlikte “otomobil dergilerini” de kapatmak için birbirlerini kolladıklarını yıllardır biliyoruz. Küçük yayın grupları için nisbeten daha “yapılabilir” olarak gözüken “otomobil yayıncılığı” büyük gruplar için her zaman “kambur” olarak görülmüştür. İşte o “kambur” bu mali şartlar altında daha çekilmez hale gelmiş olabilir… Günlük gazetelerin otomotiv ekleri neredeyse hiç çıkmayacak gibi. Mevcut hafta sonu eklerinin bile geleceği tehlikede. Çünkü Türkiye olarak kağıdı yurtdışından ya Dolar ya da Euro olarak alıyoruz. Tabloya bakınca işimiz gerçekten “Allah’a kalmış” gibi duruyor…

Bütün bunlar bir tarafa, bu şartlar altında iletişim yapmaya çalışan, yoklukta ortaya çıkan markalar kısa ve uzun vadede kazanacağı gerçeğini de unutmamamız lazım. Sektörde hep, krizlerde kendi içine çekilen değil varlığını göstermek isteyen markaların kazançlı çıktığını yıllarca gördük…

Son bir not; bu olumsuzlar da önce filo kiralama sektörünü etkiledi. İlk Fleetcorp iflas etti. Şimdi Derindere Filo Kiralama’nın  (DRD) zor durumda olduğu ve iflas edeceği konuşuluyor. Bu gidişle otomotiv sektörünün en büyük alıcısı olan filo kiralamada da sıkça iflas haberlerini yapacağız.