“Türkiye otomotiv pazarındaki son dönemdeki değişiklikler, otomobil sahipliği ve yatırımını şekillendiren faktörleri etkileyen karmaşık bir dizi etkene işaret ediyor. Son aylarda sıfır kilometre araçlarda tedarik ve bulunurluk arttı. Bekleme süreleri artık kısalırken Eylül ayında sıfır kilometre araç fiyatlarında belirgin bir artış yaşanmadı. Bu durum zaten sıfır kilometre araçların döviz kurlarına endeksli olarak fiyatlandırılmasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla, dövizdeki şu anki stabil durum devam ettiği sürece sıfır kilometre araç fiyatları çok artmaz, ancak model tip bazında bazı artışlar olabilir.
Eylül ayında ikinci el araç fiyatlarında yüzde 5'e varan bir düşüş yaşandı ve bu düşüşün arkasındaki en önemli nedenlerden biri, sıfır kilometre araçların daha kolay bulunur hale gelmesi oldu. Bu da ikinci el araçlara olan talebi azalttı. 2.eldeki satışların düşüşü halen devam ediyor.
Diğer taraftan Türkiye'deki yüksek enflasyon ortamı, otomobil sahipliğini hala bir yatırım aracı olarak görünmesini teşvik ediyor. Otomobil artık bir yatırım aracı tamamen olmaktan çıktı demek şu aşamada ne kadar doğru, doğrusu tartışılır. Çünkü ülkemizde hala yüksek enflasyon var. Enflasyon, paranın değerini kaybetmesine neden olduğunda, insanlar geleneksel olarak fiziksel varlıklara yöneliyorlar ve otomobil de bu kategoride çok önemli bir yer tutuyor, zaten bunu da pandemiden bu yana yaşadık. Ev alamayan otomobil aldı.
Ama yine de unutulmaması gerekir ki; faiz oranlarının artması, otomobil sahipliği ve yatırım talepleri üzerinde çok etkili. Yüksek faiz oranları, tüketici harcamalarını sınırlayabilir ve işletmelerin yatırım yapma isteğini azaltabilir. Bu, piyasada önemli bir durgunluğa yol açabilir ve vatandaşları alternatif yatırım araçlarına yönlendirebilir. Yatırım amaçlı otomobil sahipliği talebi, ekonomik koşullar, faiz oranları ve döviz kurları gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Yüksek mevduat faizleri veya alternatif yatırım fırsatları, otomobile olan yatırım talebini son 3 ayda azaltabilir, ancak bu durumun otomobil sahipliği bir yatırım aracı olmaktan tamamen çıktı anlamına gelmemesi gerekir. Yılın son üç ayında otomobil satışlarında yaşanacak değişikliklerin, piyasa koşullarına ve vatandaşların tercihlerine bağlı olarak şekilleneceğini düşünüyoruz. Otomobil markalarının Eylül ayı ile birlikte başlattığı satış kampanyalarının yılın son üç ayında da etkili olmasını bekliyoruz. 0km de yılın son 3 ayındaki araç satışları son 4-5 aylık ivmedeki gibi olmasa bile son 3 ayda 70 bin-120 bin bandında satış gelebilir. Ve bu satışların içinde de yine mutlaka yatırım amaçlı satışlar olacaktır.
Ancak, yine de son para politikaları ve faiz artışının etkisiyle paranın finansal getiri enstrümanlarına kayabilecek olması nedeniyle 0 kilometre araç satışlarında son üç ayda bir düşüş yaşanacak gibi görüyor. Ancak bu düşüşün adetsel bazda ne kadar olacağı, ekonomik gelişmelere, para ve faiz politikalarına markaların satış ve pazarlama stratejilerine ve vatandaşların alım gücüne, kredi bulabilmesine ve tercihlerine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.”