Avrupalı üreticiler de şu anda benzinli ve dizeli terk etmediler. Avrupa’daki üretimin yüzde kaç elektrikli yüzde kaçı yüzde kaçı benzinli? Yani Avrupa’da da çok kuvvetli bir benzinli imalatı devam ediyor. Yani herkeste böyle bir şey oluştu sanki her tarafta bir elektrikli otomobil olacak diye bir hayat olmayacak. Yani ben çok ünlü danışmanlık şirketlerinin yaptıkları projeksiyonlara bakıyorum. Yani 2030-2035’lerde elektrikli penetrasyonu yüzde 30 diyorlar. Bu 100 milyonluk dünyada zaten eldeki lityum madenleri o kadar. Maden yok ortada bir kere. Yani istesek de yapamayacağız. Yani ya da hidrojen teknolojisinin devreye girmesi lazım. Yani zaten ben o açıdan da elektrikliyi nihai olarak görmüyorum bu şeyleri görünce. Hakikaten maden yok ortada. Şimdi ana müşteri sahaya çıktığı zaman, bakmayın şimdi ikinci, üçüncü aracını elektrikli alanlar var çoğunlukla. Bugün kim alıyor bu elektrikli araçları? Yalnız Türkiye’de değil, Avrupa’da da duyarlı bir kitle var. Onlar alıyorlar bir de fazla otomobili olanlar “Bir tanesi de elektrikli olsun deneyeyim” diyen alıyorlar. Yani dünyada 100 milyonluk ana müşteri oyuna girdiği ve el kaldırıp, “Biz elektrikli araç alacağız” dediği zaman öyle bir araç yapma kapasitesi yok dünyada. Yani onun da net olması lazım, iyi anlaşılması lazım. Şu andaki teknoloji buna cevap veremiyor.
 
·      Çin elektriklilerin yanında aynı zamanda sadece içten yanmalı motora sahip otomobillerini de sunup bizim ihracattaki payımızı baskılar mı?
 
Çin mecbur bunu yapmaya. Belki konu dışına çıkacağız da… Birincisi, Çin’de içten yanmalı teknolojisi yoktu. Avrupalılar yıllarca Çin pazarına hâkim oldular. Büyük bir bariyer kalktı ortadan elektrikliyle birlikte. İkincisi, şimdi ne yapmak istiyor? Çin zenginleşiyor. Çin gelişiyor büyüyor. Önce halka dair bir hizmet sunman lazım. Büyük bir nüfus var. Bir Çin’i İtalya gibi yapabilirsin. Bütün Çin’de her tarafa elektrik, doğal gaz, elektrik, su, okul, yol götürebilirsin. İnanılmaz bir fatura çıkıyor ortaya. Veya mega kentler kurabilirsin. Bir apartmana 10.000 kişi, bir şehre 30 milyon kişi… Büyük bir tasarruf çıkıyor ortaya. Fakat mega kentlerde içten yanmaları çalıştırdığın zaman herkes zehirlenmeden dolayı ölüyor bu sefer.   Bu yüzden Çin, gelişen ülkesindeki o büyük tasarrufu sağlamak için, bu işin başında o Avrupa’nın kabul etmeyeceği kutu gibi, yarı motosiklet gibi hiçbir şeye benzemeyen elektrikli araçları gözümüze getirdi. Bugün Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı’nın söylediği, daha önce Sabancı Center’da anlattığı bir anektod vardı. 1996 model Toyota Corolla dizel kullanmak elektrikli kullanmaktan daha çevreci. Çünkü neden? Çin’in birinci kaynağı kömür. Kömürü yakıyor, elektrik üretiyor, dünyaya zarar veriyor. Çin bugün cayır cayır dünyayı zehirliyor bir taraftan. Bir taraftan da bunu teknolojik olarak lehine çevirip para kazanmaya çalışıyor. Böyle bir ortamdayız biz şu anda. Çin de böyle bir çıkmazından dolayı buralara geldi şu anda. Çok da iyi planlama yaptılar. Bunu da kabul etmek lazım. Toplantı sırasında da konuşuldu. Şirketlerin çoğu aslında devlet şirketi. Bu çok saygı duyulması gereken bir şey. Bizim örneğini görmediğimiz bir planlama başarısı da var arka planda. Korkunç bir şey yaptılar yani. Bu da gerçek yani. Bu da bir vaka. Çok büyük bir planlama başarısı yaptılar. Ama büyük resme baktığımız zaman dünya içinde pozisyonu bu. İşin merkezinde bile yüzde 25 penetrasyon var. Yani bu Çin’de yeni satılan araçlarda. Şimdi orada da tabi o kadar büyük bir coğrafya olunca batarya şarj istasyonlarını falan taşıyamıyorlar büyük ihtimalle. Kırsal kesimde yaşayanlar mecburen menzil açısından mecburen içten yanmalıya dönüyorlar.