Otomotiv verileri biz otomotiv basını için önemli konulardandır.  Otomotiv gazetecileri olarak biz de  kamuoyunu ve sektörü bilgilendirmek amacıyla kendi mecralarımızdan haber değeri taşıyan otomotiv verilerini yayınlarız. Bu yüzden de bizlere çeşitli kurum ve kuruluşlardan çok çeşitli otomotiv dataları gelir.  Ancak son zamanlarda gelen bu otomotiv verilerin ve bunların haber yapılış şekillerindeki iddialı söylemler başta sosyal medyada “atışmalara ve sataşmalara” neden olur.  Bunları görünce “bu işin arkasında neler oluyor acaba” diye sormaktan kendimi alamadım. 
Verileri incelediğimde bazı noktaların birbiriyle çok örtüşmediğini gördüm. Özellikle de  satılan 2.el araçların “satış rakamları” ile ilgili konularda kafamda şüpheler  oluştu. Satış rakamlarının kaynağı konusu da bu bağlamda dikkatimi çekti. Çünkü açıklanan bu 2.el araç satış adetleri konusunda kaynağını “TUİK” olarak açıklayan da var, “Noterlerden data topluyorum” diyen de var. Bu gibi veri paylaşımlarını yapan özel şirketler, kendilerine veri-analiz veya danışmanlık şirketleri diyorlar. Zaten bu veriler de birçok otomotiv gazetecileri tarafından da hem çalıştıkları gazetelerde, hem bu gazetecilerin şahsi sosyal medyasında sürekli olarak paylaşılıyor.  Sürekli derken de her gün olmasını kastediyorum! Bu kadar veri paylaşımı bana “normal” gelmiyor. Sektördeki hemen hemen hiç kimseye de gelmiyor. Neyse bunu geçelim…
Danışmanlık şirketleri tarafından açıklanan bu 2.el araç satış adetleri konusunda kafamı kurcalayan bir diğer konu da; satılan bir  sıfır km araca karşılık, kaç adet 2.el araç satılıyor olması. Danışmanlık şirketleri bu oranın ortalama olarak 15 olduğunu belirtiyorlar. Yani “bir  yeni araca karşılık 15 adet 2.el araç satılıyor” iddiasındalar. Bu hesaba göre bu senenin Ocak-Nisan döneminde toplam 0 km araç satışı (ODD’nin açıkladığı resmi rakama göre) 150 bin adet olduğundan, aynı dönemin 2.el araç satışları da demek ki bu hesaba göre 2 milyon 250 bin adet oldu... Peki gerçekte öyle mi? Özellikle 2.el araç satışlarının son 6 aydır yüksek fiyatlar nedeniyle neredeyse durma noktasına geldiği, galerilerin bu pandemi sürecinde neredeyse dükkan açamadığı şu dönemde bu satış adetleri ne kadar gerçekçi geliyor? Özellikle otomobil satıcısı esnafın “fiyatlar çok yüksek araç satamıyoruz” dediği bir dönemde mi? Ben bu oranın kaynağı nedir, merak ediyorum. TUİK mi, Noterler Birliği’nden alınan veriler mi? Hadi diyelim ki, gerçekten kağıt üstünde böyle bir satış adedi, dolayısıyla böyle bir oran var. O zaman hemen aklıma şöyle bir soru daha geliyor: Bu 2.el araç satış adetleri “mükerrer satışları” da içeriyor mu? Mükerrer satışlar özellikle araç satıcılarının, bayilerin, galericilerin ticari ve stok kaygılarından dolayı sıkça başvurdukları bir yöntemdir. Açıkcası ben  (teknik olarak da ayrıştırılamayacağı için) bu açıklanan satış adetlerinin içinden “mükerrer satışların” ayıklandığını ve “tekil araç” satış adedine indirgendiğini düşünmüyorum. Sektör inanıyor mu?  Veya bu sene sıfır km’de 500 bin araç satılacaksa, 2.el’de de bunun 15 katı olarak 7,5 milyon adet “tekil” ikinci el araç mı satılacaktır. Bu verinin kaynağı nedir? Bu veri nereden toplanıyor?  Şimdi bir parantez açıp devam edeceğim; (Ben bu konuda bilgisi, görgüsü ve duayen kişiliği ile sektörün en itibarlı, tarafsız yöneticilerinden biri olan Sami Nacaroğlu ile konuştum. O da bu konuda çok büyük bir bilgi kirliliği olduğu görüşünde. Nacaroğlu da uzun zamandır 2.El otomobil alım-satımının tam içinde.  Mükerrer ve kayıt dışı satış hacimlerinin büyük olduğu düşüncesinde. 8 milyon olacağı söylenen 2.El satışlarında rakamların doğruyu ifade etmediğini iddia ediyor. Nacaroğlu ile haftaya bu konuda geniş çaplı bir röportajı yayınlayacağız.)
Dönelim konumuza; eğer bu danışmanlık şirketlerinin açıkladığı satış adetleri doğru değilse bu satış adetlerine göre 2.el’de satış, pazarlama stratejileri oluşturan veya satış hedefi koyan, yatırım yapan, para harcayan veya kendini bu adetlere göre konumlandıran veya satış öngörüsünde bulunan otomobil distribütörleri, markaları ve bayileri yanlış yönlendirilmiş olmuyor mu? Üstelik bu danışmanlık ortaklıkları bir çok markaya bu verileri belli bir ücret karşılığında satarken!.. 2.El otomobil satışları hakkındaki paylaşımlarda çıkan atışmalarda sosyal medyadaki bazı bel altı vuruşlarını onaylamam, desteklemem mümkün değil.  Ama takım tutar gibi “data şirketi” tutmanın da, “taraf olmanın” da, “en doğru benim verim” diye anlamsız bir ego yaratmanın bunda hiç mi payı yok diye de düşünmeden edemiyorum. Bir de tabi “ne uğruna” bu çaba! Yani birilerini “parlatma” adına kendini yıpratılmaya değer mi? Sektör bu benzer örnekleri yıllar önce “bahriyeli”de görmedi mi?
Kıssadan hisse: “2.El değerleri vereceğim derken; kendimizi değersizleştirmeyelim” derim ben…