Peugeot'dan yapılan açıklamaya göre, ileri seviyede dayanıklılık kategorisi için yeni bir dönemin habercisi olan söz konusu proje, aynı zamanda iki şirketin enerji geçiş sürecini de gözler önüne seriyor.
LMH kategorisi, belirli bir aerodinamik serbestlik sunan birkaç kriter tarafından belirlendi. Bu, Peugeot Design'ın desteğiyle markanın estetik detayını projeye entegre etme imkanı sunuyor. Proje bir süre önce başladı.
24 saatlik Le Mans 2020 çerçevesinde, eskizlerin taslağı hazırlandı, tasarımın ilk konseptleri ortaya çıkarıldı ve boyut açısından gerekli temel unsurlar oluşturuldu.
Peugeot, Total ile birlikte elektrikli bir hibrit hiper otomobil geliştirmeye başladı. Uygulanan ikonik tasarım 'Neo Performance' olarak adlandırılıyor. Yarış otomobili 500 kW güce ve dört tekerlekten çekişe sahip olacak.
Genel yapı, aerodinamik konsept ve motor mimarisi için çeşitli çalışma aşamaları başladıktan sonra, sıra elektrik mimarisi ve ardından hibrit sistemin uygulama konseptine geliyor. Tüm Peugeot Sport teknik departmanları projenin geliştirme sürecine dahil ediliyor.
Peugeot Sport, Peugeot Sport Engineered tarafından geliştirilen yüksek performanslı hibrit yol otomobili yeni Peugeot 508 ile devreye alınan çözümü kullanıyor.
Peugeot Üst Yöneticisi (CEO) Jean-Philippe Imparato, şunları kaydetti:
“Bu kategori, seri üretim otomobillerimizdeki nitelik ve teknolojiler dahil tüm şirketi ve tüm varlıklarımızı bir araya getiriyor. Peugeot, yeni döneme başlıyor. Dayanıklılık yarışına geri dönüyoruz, çünkü yakıt ile elektriği motorsporları dünyasında bir arada kullanarak farklı ve yeni deneyimler kazanabiliriz. Peugeot Sport kimliğini değiştiriyor ve elektrikli yüksek performanslı araçlar ile yoluna devam ediyor. Bu yeni yaklaşımın ilk örneğini Peugeot Sport Engineered imzasını taşıyan ve 360 beygir gücü, dört tekerlekten çekiş ve 46 gr C02 gibi değerlere sahip olan 508 modeli gözler önüne seriyor. Bu dayanıklılık yarışı, kendimizi enerji geçiş sürecine tamamen entegre etmemizi sağlıyor.
Le Mans, otomobil dünyasının kutsal kasesi. Bu kazananı belirleyen önemli bir yarış ve bizim için üç galibiyet anlamına geliyor. Ama aynı zamanda Total ile 25 yıllık iş birliğimizi kutladığımız ter, gözyaşı ve heyecan fırtınasıyla dolu inanılmaz bir takım ruhu anlamına da geliyor.”
Total Strateji/Pazarlama ve Araştırma Direktörü Philippe Montanteme, Peugeot ve Total arasında 25 yıllık köklü bir iş birliği bulunduğunu aktararak, 'Ayrıca motorsporlarında da köklü bir geçmişe sahibiz. DNA'mıza kazınan rekabetçi yaklaşımımız, aynı zamanda ilgili markalarımız için gerçek bir teknik atölye niteliğini taşıyor. Bu atölyede birlikte çalışarak performans ve verimliliği artırmak üzere geliştirmiş olduğumuz teknolojileri binek otomobillere aktarıyor ve müşterilerimizin kullanımına sunuyoruz. ‘Le Mans Hypercar’ projesi bize, tek tedarikçi olarak tüm rakipler için yüksek verimlilik seviyesine sahip yakıt veya hibrit araçlar için özel olarak tasarlanmış madeni yağlar gibi yenilikçi çözümler geliştirme olanağı sağlıyor. Ayrıca Total ve Saft'ın Peugeot ile birlikte yeni batarya çözümleri üzerinde çalışma olanağı da sunuyor. Sektördeki öncü konumunu koruyan Total tüm ulaşım gereksinimine çözüm üreten çok enerjili bir şirket. ‘Le Mans Hypercar’ bunu mükemmel bir şekilde temsil ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Peugeot Sport WEC Programı Teknik Direktör Olivier Jansonnie ise şunları kaydetti:
“Araç, yönetmeliklerin gereği olarak bir elektromotorla donatılacak, ön aksta maksimum 200 kW güce sahip olacak ve dört tekerlekten çekişli olacak. Toplam güç üretimi iki aks arasında dağıtılacak ve yüzde 100 termal iki tekerlekten çekişli bir otomobilin (500 kW veya yaklaşık 680 HP) gücü ile aynı olacak. LMP1 ile karşılaştırıldığında otomobil yol otomobilleriyle uyumlu olacak şekilde biraz daha ağır olacak. Ayrıca daha uzun (5 metre altında 4,65 m) ve daha geniş (2 metre altında 1, 90 m) olacak.
Buradaki yaklaşım farklı, çünkü bir performans dengesi gerektiriyor (BoP: Balance of Performance). Evet belli sınırlamaları var, ancak aynı zamanda, belirli bir aerodinamik verimlilik aşılmadığı sürece geliştirme aşamasında özellikle genel görünümle ilgili birçok teknik olasılık için alan da bırakıyor. Bu, BOP'un bir parçası olarak 1: 1 ölçekli rüzgar tünelinde ölçülüyor. Şu ana kadar aerodinamik konseptin bir kısmını teyit ettik, motor iskeletine karar verdik ve hibrit sistemin işlevselliğini ve temel tasarımını belirledik. 2022’deki dayanıklılık yarışı öncesinde; konsept sürecinde, prototip üretiminde ve üretim hattında ve pistteki onaya kadar önümüzde çok aşamalı bir süreç var.”
Peugeot Tasarım Direktörü Matthias Hossann, yeni Le Mans Hypercar kategorisinin, spor departmanı ve tasarım ekiplerinin iş birliği açısından benzeri görülmemiş tarihi bir fırsat sunduğunu belirterek, 'Yönetmelikler, Peugeot'nun geleceğe yönelik vizyonu olan elektrikli neo-performans yarış otomobili gereksinimlerine ve arzusuna tam olarak cevap veriyor. Otomobillerin görünümünü sadece rüzgar tüneli belirlemeyecek. Performans ve görünümü birleştiren benzersiz, ikonik bir ürün yaratmak için özel bir alana sahip olacağız. Sunulan dinamik ortamdan en iyi şekilde yararlanmayı planlıyoruz ve bu proje için çok heyecanlıyız. Şu an araştırma ve fikir aşamasından ön proje aşamasına geçmiş durumdayız.' ifadelerini kullandı.
Hossann, neyin mümkün olduğundan ve neye izin verilmediğinden emin olmak için Peugeot Sport ekipleriyle farklı olasılıkları tartıştıklarını aktararak, 'Projenin geri kalanı iki ekip arasında yakın iş birliği içinde yürütülecek. Bu eskizler, odaklanmamız gereken önemli bölümleri belirlememize yardımcı olan ilk tasarım taslakları. Üç pençe izi ve renkler, hiper aracımızda uygulamak istediğimiz semboller. Işık imzası, seri üretim araçlarımızda bulunan ve yarış dünyasında güçlendirmek istediğimiz kimliğin bir parçasını oluşturuyor.” değerlendirmesinde bulundu.