Bu teklif, eski araçların trafikten çekilerek çevreye ve ekonomiye katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Ancak, bu düzenleme henüz yasalaşmamış ve mevcut ekonomik koşullarda ÖTV’siz araç satışının gerçekleşmesi zor bir ihtimal olarak değerlendirilmektedir. Bunun yerine, belirli bir ÖTV indirimiyle yerli üretim sıfır kilometre araçların satışının daha olası olduğu düşünülmektedir.
 
Bu süreçte, insanların ilanlar üzerinden şimdiden harekete geçmelerinin birkaç temel nedeni bulunmaktadır. Birincisi, teklifin yarattığı beklenti ve fırsatçılık algısıdır. Geçmişteki teşviklerden faydalanmış bireyler, benzer düzenlemelerin yeniden geleceğine inanarak erken pozisyon almakta, hurda araçlarını ya da sadece ruhsatlarını satışa çıkararak gelir elde etmeye çalışmaktadır. İkincisi, bazı kişilerin düzenlemeyi manipüle ederek dolandırıcılık girişimlerinde bulunmasıdır. “Araç yok, sadece ruhsat var” gibi ifadeler, dolandırıcılık ya da yasa dışı işlemleri akla getirmektedir. Düzenlemenin henüz resmi hale gelmemiş olması, bu tür fırsatçılıklar için daha uygun bir zemin oluşturmaktadır. Üçüncüsü, bilinçsiz ve erken hareket etme durumudur. Bazı bireyler, düzenlemeyi tam anlamadan, kulaktan dolma bilgilerle “her ihtimale karşı” ilan vermekte ve resmi sürecin tamamlanmasını beklemektedir. Son olarak, piyasa hareketliliği ve talep yaratma amacı, bazı kişilerin erken harekete geçmesine yol açmaktadır. Bu kişiler, ilanlarla dikkat çekerek ileride oluşabilecek bir fırsattan daha hızlı faydalanmayı amaçlamaktadır.
 
Geçmişteki hurda teşviklerinde de benzer suistimaller yaşandığı göz önüne alındığında, bu tür fırsatçılıkların önlenmesi için, teşvikten yararlanacak araç sahipleri için tescil tarihinden itibaren belirli bir süre ruhsat sahipliği şartı getirilmesi önerilmektedir. Ayrıca, ağır hasarlı araçların onarılarak yeniden trafiğe çıkarılmasını engelleyecek kontrol mekanizmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu sayede, dolandırıcılık girişimlerinin ve trafikte güvensiz araçların önüne geçilebilir.
 
Sonuç olarak, hurda teşviki ve ÖTV indirimi konusunda henüz kesinleşmiş bir düzenleme bulunmamakla birlikte, bu süreçte dolandırıcılık potansiyeline karşı dikkatli olunmalı ve resmi açıklamalar takip edilmelidir. İlgili otoritelerin, düzenleme hayata geçmeden önce bu tür fırsatçılıkları önlemek için kontrol mekanizmaları oluşturması ve kamuoyunu bilgilendirmesi büyük önem taşımaktadır.