Gazete haberciliğinde birinci kural; köpeğin insanı ısırması değil, insanın köpeği ısırması haberdir. Yani alışılmışlığın, rutinin dışındadır... İşte buradan hareketle “ne kadar kötü haber o kadar da iyi haber” anlamına da gelir. Bu durum sadece gazeteciler böyle haber yapmak istiyor diye gerçekleşmez. Okur da bunu ister. Okurun ilgi odağını da bu olumsuzluklar, kötülükler çeker. Gazetelerin üçüncü sayfa haberlerine bir bakın, o haberlerde insana moral veren, içini açan, insana bir şey katan bir değil yarım haber görme şansınız yoktur. O haberlerin kimseye de faydası yoktur. Ama üçüncü sayfa haberciliği diye de bir gerçek vardır. Hepimizin, olumsuzluklardan, kötülüklerden, dehşetten ve vahşetten beslenen; bir yönümüz var ne yazık ki… Hiç birimiz “sevgi-saygı güzellik çiçeği” değiliz… Tabi bunlar gerçek de bunları tadında ve dozunda almak lazım… Bunların da bir sınırı, bir kapasitesi var. İşte buradan hareketle gelelim otomotiv haberciliğindeki üçüncü sayfa haberciliğine… Yani şartlar ve gerçekler ne olursa olsun; olumsuzluklardan, negatiflikten beslenen bir yanımız da var. Burada gazete ve gazeteci ayırt etmeden genelleme yapıyorum. Bu satırları yazan ben de bu çarkın içinde aynı gazetecilik refleksiyle hareket ediyorum.  Konumuz otomotiv ya, otomotivden örnek vereyim. İçinde bulunduğumuz olağanüstü şartlar nedeniyle o ay çok az otomobil satılıyor.   Başlıklar hazır; “satışlar çakıldı”, “dibe vurduk” , “son yılların en kötü satışları” gibi… Biz böyleyiz ya yöneticilerin de bizden farkı yok. Hadi genelleme yapmayalım bir çoğu da yangına körükle gidiyorlar. Felaket haberciliğine felaket demeçler vermeye bayılıyorlar. “Fatura ağır olacak”, “Zorlu yıllar bizi bekliyor”, “Destek lazım”, “vergiler düşsün”, “ötv kalksın” gibi kısacası “yandık bittik mahvolduk” çerçevesindeki açıklamalar da bu sektörün en tepesindeki yöneticilerden geliyor. Yani; ateşi soğutacak, harareti indirecek, tüketiciye, çalışanına, işçisine moral ve güç kaynağı olacak liderlerden geliyor bu açıklamalar. Ne yazık ki işte o zaman gazete sayfasının manşeti oluyor. O zaman okunuyor, konuşuluyor ve o zaman twitter çöplüğündeki paylaşımlarda birbirini tahrik eden yorumlarda yer alıyor. “Evet bugünlerde sektör iyi değil; ama bizim işimiz bu süreçte krizi yönetmek, bu süreçte çözümler bulmak” dendiğinde pek de haber olunmuyor çünkü. Kaptanlığın açık havada değil, fırtınalı havada ortaya çıkması gibi şey bu yöneticilikte… Pandemi döneminde; gazetecisini de, tüketicisini de, yöneticisi de daha yakından tanıma fırsatımız oldu. Hala da oluyor…
Mesela içinde yaşadığımız süreçte öncelikle “nedenleri” bir tarafa bırakıp “sonuçlara” baktığımızda Avrupa’da otomobil satışlarında ilk defa 2. Sıraya yükseldik. Bu belki de son defa olacak. Ama şaşırtıcı olan durum bu şuan. Yani haber bu… Avrupa’da satışlar Nisan ayında yüzde 78 düşmüş, Ocak-Nisan arası bu rakam yüzde 39 olmuş. Biz de bu rakamlar sonucunda Avrupa sıralamasında Nisan’da 2., Ocak-Nisan’da da 8. Sıraya yükselmişiz.  Bu haberin “ama”sı, “nedenleri“ diğer faktörleri var tabi ki… Bu haberi verip hemen ardından da 10-15 yıl geriye gidip “öyle olsaydı, böyle olurdu”, “yükselmedik daha da düştük” gibi haberlerin kimseye faydası yok. Tıpkı 3. Sayfa haberleri gibi. Bırakalım, sektör mevcut durumun keyfini çıkartsın. Düştük ama yıkılmadık bakın diğer ülkelerin haline desin. Bu tarz haberlerde işin olumlu tarafından bakılıp haber yapan yayınlara tepeden bakmak da doğru bir bakış açısı değil. İşte, en son “Avrupa’da 2. Olduk” haberine bakın. Bu haberlerin çıkacağı beklenen medyada bu konuda  tek satır haber çıkmadı, sadece muhalif medyada bu haber yer aldı. “Avrupa’da 2. Olduk ama satışlarımız dibe vurdu” tarzında haberler yapıldı. Yani başa dönersek kötü haber, iyi haber oldu yine… İnsanlar bu haberlere olumlu yaklaşanlarla dalga geçtiler ama bu haberleri yine onlar yaptı. Dünyada işler hemen hemen her sektörde kötü giderken, biz de iyi gitmiyor. Gelecekten hemen hemen herkes endişeli. Ama kötünün iyisi olduysak bunu yazmalı bunun üzerinde durmalı ve bunun keyfini çıkartmalıyız… Bugün sayfamızın başlığında dünyadaki otomotiv sektöründeki son gelişmeleri haber yaptık. Çoğu da olumsuz gelişmeleri oluşturuyor. Her biri haber değeri taşıyor. Ve gelecekte otomotiv sektörünün yeniden dizayn edileceğini gösteriyor… 
Bugün Ramazan Bayramı’nın 2. Gününü de evlerimizde geçiriyoruz. Bayramdan sonra bizleri neler bekliyor bilemiyoruz. Ama bu durum, karalar bağlayıp, kötümser yorumlar yapmamızı gerektirmiyor. Herkese sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir bayram diliyorum…