acelik @ otomobilgazetesi.com

Dünyaca ünlü bir tasarımcı ile otomobil üzerine sohbet ederken “Otomobil dediğin şey aslında bir eşya. Siz hiç ütüsünü veya buzdolabını seven kadın gördünüz mü? Otomobilin bu eşyadan ne farkı var?” demişti. Şimdi otomobiline isim takan, ona canlı muamelesi yapan otomobil fanatiklerine bir bakın. Bu mantıkla konuya bakınca hayatımızdaki otomobile çok anlam yüklemiyor muyuz? Otomobiline kızı veya oğlu gibi davrananlar çok çevremizde. Peki ya onu statü sembolü olarak görenler? Kullandığı otomobilin anahtarını  kartvizit gibi masanın üzerine koyanlara ne demeli? İnsanları kullandıkları otomobil marka ve modeliyle değerlendirenler de az değil… Eskiden daha çok rastladığımız bu gerçeklik şimdilerde pek geçerli değil. Hatta birçok yerde ve ortamda otomobilinden söz edilmesi “görgüsüzlük” olarak değerlendiriliyor. Hele anahtarın masanın üzerine konması ise cahilliğin öteki yüzü. Varlık fısıldar, zenginlik bağırır derler; bu durum otomobil sahibi kişiler için de geçerli. Şimdi günümüzde 1-2 saatliğine Ferrari de kiralayıp Bebek’te tur atabiliyorsunuz. Ya da ünlülerin taklıdığı bir kafenin önüne kiralık bir otomobille parkedip  2 saat sonra  götürüp teslim edenler de mevcut. Yani anlayacağınız otomobil artık statü değil. Masanın üzerine bırakacağınız hiçbir  özelliğiniz yoksa ancak otomobilinizin anahtarını bırakabilirsiniz…

Araç kiralama üzerine

Madem sözü araç kiralamadan açtık devam edelim. Bırakın büyük şirketleri, şahıs firmanız bile varsa kiralık araç kullanmanısda büyük yarar var. En azından alacağınız fatura ile vergiden düşebilirsiniz. Bunun dışında digger tüm araç ile ilgili vergilerle uğraşmazsınız. Yaz-kış lastiği değişimi, servis-bakım vs gibi angaryalarla da uğraşmazsınız. İstediğiniz aracı çok makul fiyatlarla artık aylık, yıllık sürelerle kiralayabiliyorsunuz. Bunu yaparsanız maddi ve manevi olarak otomobile sahip olmanın ne kadar gereksiz duygu olduğunu göreceksiniz…