Yeni haberimi oldu. Benim için hakaretler savurarak “bizim kalıcı icraatlarımız eserlerimiz var, ya senin? sadece nifakların, başarısızlıkların” yazan zavallı! Gelelim sana; çalışanlarının parasını vermemek mi kalıcı icraatın? Ya da senin ofisine gelerek odanda yediğin dayakların mı eserlerin? Hakkında açılan davaların mı yoksa başarıların? Şu an kaç davan var? 8 mi 9 mu? Rezilliklerin sosyal medyada ayyuka çıktığı için yoksun Facebook'ta, orda burda. Sinsice kapalı hesaplarından sallıyorsun. Ama "ben yaptım oldu" demekle olmuyor. Gelelim emek hırsızlıklarına...
En yakın rakibinin yaptığı kapağı yıllar sonra aynen çalarak yaptığın kapak mı eserin. Sonra da pişkinliğin mi? Pişkinliğin, omurgasızlığa dönüşmüş; kalıcı icraatın olmuş. Emek hırsızlığın almış başını gitmiş. En son bu ay Quattroruote ve Outdoor Fitness Dergisi için aylar önce yapılan Ford Ranger için çekilen özel çalışmaları aynen ve olabilecek en kötü çekilde Opel Mokka için yapmış olman seviyeni gösteriyor zaten. Ford ve Opel yetkililerin buna tepki göstermesi gerekiyor. Ama sektör yetkilileri de artık tacizlerine dayanamayarak “bize bulaşmasın da” diyerek senle mecbur kaldıkları çalışmaları zorla yürütüyorlar. Neyse bu onların sorunu…
Kişileri ve rakip dergileri kötüleyerek ne yapmaya çalışıyorsun? Bana ithaf ettiğin nifağı yıllardır sen yapmıyor musun? Bunu en iyi sen biliyorsun.
Onu bunu bırak; bu sorulara yanıt ver. Bu sektörde hakkında çalışanı tarafından “taciz davası” açılan kaç kişi var? Bu ayın 17’sinde, 22.İş Mahkemesi’nde çalışanın tarafından açılan içinde tacizi de kapsayan davan var mıydı yok muydu? Astronomik bir bedel ödeyip davayı açana “helalleşme” bedeli ödedin de dava geri çekilmedi mi? Bu mu senin başarıların… Bunları da yazsana…
Neyse bu davayı sonraya bırakalım. Aslında o kadar çok ayrıntı var ki yazılacak.
Şimdi ilk işin twitterda bana yönelik yazdıklarını silmek olsun. Sildiğini görürsem susarım ancak...