A.Ç: Önce geçen hafta açıklanan Kamu Bankalarının otomobil için vermeye başlayacakları banka kredi faizlerinden başlayalım. Sen nasıl değerlendiriyorsun bu gelişmeyi. Kamu bankaları yerli üreticileri kapsayan (Toyoya hariç) bu kredi kampanyası hakkındaki görüşlerini genel merak ediyorum.
U.S : Ziraat, Halkbank ve Vakıfbank’ın Türkiye’de üretilen binek otomobil ve ticari araçlar için kredi faizini yüzde 0.49-0.60’a indirdi. Ancak, bu uygulamada maliyetin bir kısmını bankalar bir kısmını da firmalar karşılayacak. Yani faizleri tek başına bankalar indirmiyor. Firmalar da taşın altına parmağını koyuyor.
İzin verirsen başka bir konuya değinmek istiyorum. 1 Ekim’de başlayacak “Yerli üretime özel taşıt kredisi paketi” otomotiv sektörü için önemli bir gelişme. Çünkü otomotivciler Ankara’nın kendilerine uzak durduğundan yakınıyor, örnek olarak gayrimenkul sektörüne verilen destekleri gösteriyordu. Fakat daha önce gayrimenkul sektörünü canlandırmak amacıyla kamu bankaları ve şirketlerin işbirliğiyle düzenlenen kampanyanın bir benzeri otomotive uygulandı. Ayrıca şikayetler bana göre yersiz. Çünkü son iki yıldır otomotiv sektörüne birçok teşvik uygulandı. ÖTV ve KDV indirimi, hurda desteği, stoktaki otomobillerin gümrük vergilerinin ödeme süresinin uzatılması gibi…
 
SHOWROOM TRAFİĞİ ŞİMDİDEN ARTMIŞ
 A.Ç: 1 Ekim'de başlayacak olan bu destek ile son 3 ayın ve yılın genel toplam senaryosu nasıl gelişir. Geçen yıldan daha kötü olacak derken geçen yıldan daha iyi bir sonuç çıkar mı ortaya?
US: ÖTV ve KDV indiriminden umudunu kesen otomotiv sektörü, faizlerde indirim istiyordu. Sonunda indirim istekleri gerçekleşti. 1 Ekim’de başlayacak ve 3 ay sürecek kampanyanın otomotiv pazarına olumlu katkı sağlayacağını düşünüyorum. Duyduğuma göre şimdiden showroom trafiğinde artış başlamış. Bazı otomotiv marka yöneticilerine göre kampanya, yıl sonunda pazarı 450 bin adetlere taşıyabilir. Sıfır kilometre otomobil pazarında yaşanan hareket, ikinci el otomobile de yansır.

TÜKETİCİ VE MALİYE KAZANACAK

 A.Ç : Şimdi hareketli, hararetli ve heyecanlı bir 3 ay bekliyor sektörü. Yerli otomobillerin birkaç adım öne çıkacağı aşikar. Diğer markalar da kendi göbeğini kesecek. Sen nasıl bir rekabet bekliyorsun? Böyle bir atmosferde neyi daha iyi yapan markalar kazanacak.
US: Faiz kampanyası olmasaydı da hareketli bir üç ay bizi bekliyor olacaktı. Firmalar yılın son aylarında satışlarını artırmak için kampanyalara hız verecekti. Kampanya ile birlikte pazardaki canlılık daha da artacak. 1 Ekim’de başlayacak “Yerli üretime özel taşıt kredisi paketi” Türkiye’de üretim yapan markaların öne çıkmasına neden olacak. Ama diğer markalar da boş durmayacak. Zaten şu anda bile 0 faiz kampanyası yapan birçok marka var. Rekabetten geride kalmak istemeyen markaların kampanya dozunu artırmasıyla hareketlenecek. Bu dönemden en karlı çıkanlar daha ucuza otomobil satın alan tüketiciler ve artan satışlardan daha fazla vergi geliri elde eden Maliye olacak. Otomotiv firmaları ise karsız bir yılı geride bırakacak gibi görünüyor.
 
ETİK DEĞERLERİ YENİDEN HATIRLAMALIYIZ
 
 A.Ç : Otomotiv sektörü bir şekilde kendini kurtaracak da medyanın hali ne olacak? Basılı dergiler neredeyse kalmadı, kalanların satış rakamları yok denecek kadar az, basılıdan dijitale dönen hatta hiç çıkmayan dergilerin bir bölümü "basılıyoruz-bayilerdeyiz " diye sektörü yanıltıyor. Sektör yöneticileri bu beyana göre ilan veriyoruz bayileri tek tek dolaşıp kim çıkıyor, kim çıkmıyor diye biz mi kontrol edeceğiz" diyorlar. Yani ortada büyük bir etik yayıncılık konusu var. Bu durumda sence ne yapılmalı?
US: Otomotiv basını zor bir dönemden geçiyor. Maliyetlerdeki artış, reklam gelirlerinin düşüşü gibi nedenlerden dolayı basılı dergi kalmadı. Haftalık dergi, aylık dergiye, aylık dergi iki-üç aylık dergiye dönüştü. Bir kısmı ise dijital dergiye dönüştü. Ancak sözünü ettiğin konu doğruysa yani basıldıklarını iddia edip basılmayan dergiler varsa bunun adı sahtekarlıktır. Yalan söylemenin yanı sıra rekabeti de olumsuz etkiliyor. Zaten küçük olan pastadan hak etmediği halde pay alıyor.
Tüm dünyada işler beyan üzerine yürüyor. Kimsenin aklına sahtekarlık, ahlaksızlık yapmak gelmiyor. Otomotiv firmalarının “Biz beyana bakıyoruz” demeleri kısmen doğru. İşlerini güçlerini bırakıp, dergilerin basılıp basılmadığını, tirajlarının kaç olduğunu mu araştıracaklar. Ama burası Türkiye… O yüzden beyan dışında, biraz araştırma yapmak lazım. Bunun için gazete bayilerini dolaşmaya gerek yok. Rakip dergilere sorsalar yeterli. Herkes kimin ne yaptığı iyi biliyor.

OTO FUARLARINA ALTERNATİF OLACAK

A.Ç: Geçen hafta sonu İstanbulpark'ta V Weekend Motoring Festivalinin 2. yapıldı. Gitme şansın oldu mu bilemiyorum ama bu yıl otomotiv sektörünün katılımı yok iyiydi. Geçen yıl pek ilgi göstermemişlerdi. Bu arada otomobilin dışında Türk sirki, motosiklet gösterileri ve tüm diğer etkinlikleriyle tam bir festival havasındaydı. Şu süreçte böyle bir etkinliğe soyunmak ve taşın altına elini koymak bence çok önemli. Yurtdışında benzer motor festivallerinden çok daha çeşitli ve eğlenceliydi. Tabi bu etkinliğin İstanbulpark gibi bir pist alanında olması da ayrı bir avantaj. Bu kapsamda Motoring Festivali'ni nasıl değerlendiriyorsun?
US: Ne yazık ki gidemedim. Ama sosyal medyadan ve haberlerden gitmiş kadar oldum. 200 bin kişinin ziyaret ettiği söyleniyor. Girişte ve otoparklarda uzun kuyruklar olduğunu duydum. Geçen yıl ilki düzenlenen festival ekonomide yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen iptal edilmemişti. Bu yüzden sönük geçmişti. Festival fikrinde ısrar edilmesinin meyvesi bence bu yıl alındı. Hem katılımcı sayısı hem de ziyaretçi sayısında rekor artış yaşandı. Otomobil fuarlarının sonunun yaklaştığı bir dönemde, V Weekend Motoring Festivali’nin başarısı çok önemli. Fuarların dönüşebileceğini ve farklı bir organizasyon anlayışıyla düzenlenebileceğini gösteriyor.