Temmuz ayı itibariyle Türkiye otomotiv pazarını, kırılan rekorları değerlendirir misiniz?
Özellikle geçtiğimiz son 5 aya baktığımızda, otomotiv pazarının yüksek adetlerle arka arkaya rekorlar kırdığını görüyoruz. Son aylarda araç bulunurluğunda iyileşmeler yaşanıyor ve bu artan bulunurluk, rekor adetleri de beraberinde getiriyor. Bilindiği gibi yaklaşık 4 yıldır otomotiv pazarındaki satış rakamlarını bulunurluk belirliyor. Perakende ve filo pazarında biriken talep, araç bulunurluğuyla birlikte tüm zamanların rekor adetlerinin yaşanmasını sağlıyor. Tüm bunları bir araya getirdiğimizde pazar dinamiklerinin üstüne çıkan bir sonuç olması normal bir gelişme.
 
Sektörde genel kanı alınan bu araçların "yatırım amaçlı" ve spekülatif olduğu yönünde siz bu konuda ne düşünüyorsunuz. Rekorlar sektörün yüzünü güldürüyor mu gerçekten.
Her zaman ifade ettiğimiz gibi otomobil hiçbir zaman bir yatırım aracı değildir ve tamamen bir ihtiyaçtır. Günümüzde mobil olmadan yaşamak imkansız hale geldi. Son dönemde otomobil fiyatlarının artmasına rağmen gelen yüksek talep, bunun bir ihtiyaç olduğunun bir diğer kanıtı. Son 4 yıldır araç bulunurluğunda yaşanan sorunlar, enflasyonist ortam ve artan döviz kurlarıyla birlikte araç fiyatları her ay düzenli olarak artış gösterdi. Bu noktada yatırım amaçlı otomobile yönelenlerin yanı sıra “al-satçı” diye tabir ettiğimiz bu yükselişten faydalanarak bu işin ticaretini yapanlar da çıktı. Ancak bulunurluğun artmasıyla birlikte bu tür spekülasyonların da ortadan kalkmaya başladığını ifade edebiliriz.
 
Yıl sonu itibariyle "1-1,5 milyonu buluruz" düşüncesi de var, "bu böyle gitmez yavaşlama dönemine gireriz" düşüncesi de hakim. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz
2023 Türkiye otomotiv pazarının binek otomobil ve ticari araçların toplamıyla 1 milyon civarında bir yerde kapanacağını öngörüyoruz. Geçmişte 1 milyona yaklaşmış ama hiç 1 milyona ulaşamamıştık. Yıl sonunda 1 milyon adetleri geçebiliriz, ancak kalan dört ayın çok kritik dönem olduğunu da belirtmeliyiz. Filo ve perakende pazarında talep henüz tam anlamıyla karşılanamadı. Son dönemde araç bulunurluğunda da artış gözlemliyoruz. Bu unsurlar pazarın büyümesini desteklese de, yüksek talebin satışa dönmesi için krediye ulaşım sorununun çözülmesi gerek. Şu anda herkes krediye ulaşamıyor Filo firmaları ve kısa-uzun dönem kiralama firmaları da kredi konusunda sorunlar yaşıyor. Bununla birlikte pazarın büyümesinin önüne geçen diğer faktörler olarak, artan araç fiyatların yanı sıra güncellenmeyen matrahlarla 1.6 litre motor hacmine sahip araçların tamamının yüzde 80’lik vergi dilimine girmesi gösterilebilir. Ayrıca engelli müşterilerin, araçlara erişememesi de pazarı etkileyen önemli bir faktör. Engelli vatandaşların, mevcut baremlere göre ulaşabileceği model sayısında ciddi bir azalma oldu. Tüm bunlar bir araya geldiğinde pazarın daha yavaş seyretmesine yol açıyor. Genel fotoğrafa bakıldığında ise tedarikte, ekonomide ve lojistikte bir sorun olmazsa pazar 1 milyon adetlere ulaşacaktır.
 
Hemen hemen tüm araçlar yüzde 80 vergi bareminde. Bu konu hakkındaki düşünceleriniz neler? Ve devletten beklentileriniz/önerileriniz neler? ÖTV konusundaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyim?
ÖTV konusu otomotiv sektörü ve vatandaş için çok önemli ve kritik bir başlık. Bizim her zaman altını çizdiğimiz gibi ÖTV’de yüzdelik dilimler ilk yürürlüğe girdiğinde, 1.6 litre motorlu araçlar için yüzde 45-50’lik dilime giren model sayısı, toplam modellerin yaklaşık yüzde 70’ini oluşturuyordu. Bugün geldiğimiz noktada tüm modeller yüzde 80’lik dilime giriyor. Bu sebeple o araçların üzerindeki maliyet düşündüğümüzün çok daha yukarıya çıkarıyor. Bu vergilendirme, modele göre yüzde 20-25 bandında daha yukarıda bir fiyatın oluşmasına neden oluyor. Özellikle kur hareketlerinin böylesine hızlı seyrettiği dönemlerde matrah aralıklarının mutlaka güncellenmesi gerekiyor. Sektörün ve müşterilerin beklentisi bu yönde. Fakat bu konuda çalışma gibi bir duyumumuz olmadığına da eklemeliyim.
Matrahların güncellenmesiyle modellerin yüzde 70’inin yüzde 50-60 bandında tutulabilmesi gerekir. Ancak şu anda tüm modeller en yüksek sınır olan yüzde 80’lik vergi diliminde. Bu konuda herhangi duyum olmamakla birlikte güncelleme yapılması elbette bizi çok mutlu edecektir.
 
Kişi başına düşen otomobil sayımız hala çok geride bunun Avrupa rakamlarına ulaşması için neler yapılmalı?
Daha önce de birçok kez belirttiğimiz gibi mobilite bir ihtiyaç ve herkesin mobil olmaya ihtiyacı var. Böyle bir ihtiyaca ulaşmanın bu kadar zor olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Kişi başına düşen araç sayısında hala Avrupa ortalamasının çok gerisindeyiz. Sektör olarak araçlar üzerindeki vergi yükünün çok ağır olduğunu kanısındayız. ODMD’nin geçen yılın sonunda açıkladığı ÖTV’yi, devletin vergi kaybına uğramadan sıfırlama önerisi, bu noktada oldukça önemli. Bu sayede vatandaşın otomobile ulaşması kolaylaşabilir ve iç pazar da sahip olduğu yüksek potansiyeli ortaya koyabilir. Daha büyük bir iç pazar ve vergilendirmeye yapılacak stratejik bir yaklaşım ise, yatırımcıların da ülkemizi seçme konusunda cesaretlendirir. Ülke olarak çok iyi bir altyapımız var. Mühendislik birikimimiz, üretim gücümüz, lojistik konumumuz çok güçlü. Bu kadar yüksek vergiler ile otomobili lüks bir kavram olarak gösterilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
 
50 bin adetleri geçeceğimizi öngörüyoruz
 
Toyota olarak bu seneyi nasıl geçiriyorsunuz. Hedefleriniz neydi, şimdi satış ve pp olarak neredesiniz? Önümüzdeki süreçte (yıl sonuna kadar) ne gibi yenilikleriniz olacak?  Model model performanslarınızı öğrenebilir miyim? Ticari araç segmentindeki durumunuzu da özetler misiniz?
2023’ün ilk 7 ayında 28 bin adedin üzerine çıkan bir satış rakamı elde ettik. Bulunurluk sorunu nedeniyle potansiyelimizin oldukça altında kalan bir satış performansımız vardı ve adetlerimizi bulunurluk belirledi. Ancak yılın son çeyreğinde bulunurluk sorununu azalmasıyla atağa kalkacağımızı belirtebiliriz. Bu doğrultuda tedarikte ve lojistikte herhangi bir sorun yaşanmaması halinde, 50 bin adetleri geçeceğimizi öngörüyoruz. Eğer tedarik konusunda sorun yaşamasaydık, sadece Corolla Sedan Hybrid modelinden 40 bin ve Corolla Cross Hybrid modelinden en az 30 bin satış gerçekleştirecek potansiyelimiz vardı. Sadece bu iki hibrit modelden 70 bin adet otomobil satışı gerçekleştirebilirdik ve bu yılı 100 bin adetle kapatacak bir potansiyele sahiptik. Araç bulabildiğimiz aylarda yüzde 10-12 pazar payı yakalıyoruz. Her zaman altını çizdiğimiz gibi Toyota’nın Türkiye’de yüzde 10 pazar payı potansiyeli var. 2024’te bulunurluk sorununun ortadan kalkmasını ve üretim temposunun normal seviyelere ulaşacağını da öngörüyoruz.
 
Toyota’nın 7 aylık satış performansı
 
Toyota olarak ilk 7 ayda 28 bin 66 adetlik satışa ulaştık ve pazar payımız yüzde 4.2 seviyelerinde oldu. Binek araç satışı 21 bin 563 adet olurken, 6 bin 500’ün üzerinde ticari araç satışı gerçekleştirdik. Ticari araçlarda, Hilux başta olmak üzere modellerimize yoğun bir ilgi var. Pazara sunduğumuz Proace Cargo ve Proace City modelleri de kısa zamanda çok fazla talep gördü. Toyota Professional olarak sunduğumuz hizmetler müşterilerimizin hayatını kolaylaştırıyor ve Toyota farkını da hafif ticari segmentinde ortaya koymamızı sağlıyor.  Toyota’nın ticari araçları, segmentinde tek olacak şekilde 5 yıl/150.000 km boyunca Toyota Garanti Sistemi altında yer alıyor. Aynı zamanda Toyota ticari araç kullanıcıları, periyodik bakımla birlikte 10 yıl 160 bin kilometreye kadar Garanti ON sistemiyle araç garantilerini uzatabiliyorlar. Bu da Toyota ticari araçlarını kullananların işlerinin hiçbir zaman aksamamasını sağlıyor.
 
İlk 7 ay Toyota modelleri satış adetleri:
Camry
10
C-HR
1210
Corolla
13601
Corolla Cross
4452
Corolla HB
13
Hilux
3717
Land Cruiser Prado
19
Proace City
2047
Proace City Cargo
739
RAV4
148
Yaris
367
Yaris Cross
1743
 
 
 
 
 
Toyota'nın Türkiye'de üretilmesinin tedarik açısından avantajını taşıyor musunuz?
Toyota’nın Türkiye’de üretim yapılan modellerine, özellikle de hibrit modellerine tüm dünyadan yoğun bir ilgi var. Dolayısıyla biz Türkiye olarak her yıl olduğu gibi kendi payımıza düşen adetleri almaya devam ediyoruz. Toyota, tüm dünyada yerel pazarlar da dahil olmak üzere, tüm ülkelere adil bir dağıtım sistemiyle araç tedariki gerçekleştiriyor.