“Geçen yıl bu zamanlarda “kiralama sektörünü BDDK denetlesin” demiştiniz. Aradan 1 yıl geçti şimdi bu konuda ne düşünüyorsunuz? “
“Ocak-Mayıs 2018 arasında tabiri caizse “her şey sütliman” iken sektörde hormonlu büyümeye ve artan risklere dikkat çeken açıklamalarımız yüzünden hemen her kesimden gelen eleştiri oklarının hedefi olmuştuk. Ancak zaman bizi yine haklı çıkardı ve geçtiğimiz 1,5 yıl içinde sektörde yaşanmayan şey kalmadı. 10 bin aracın üstü, en fazla  sekiz ya da dokuz oyuncunun olduğu bir pazarda; bir büyük firma iflas etti, bir büyük firma borç yapılandırmasına gitti, bir firma ise konkordato ilan etti, neredeyse herkes de ciddi şekilde hızla küçüldü. Yabancı firmalardan birinin yurtdışı halka arzının ise Türkiye operasyonlarının performansı nedeniyle iptal edildiğini yurtdışı basından öğrendik. Tüm bunlar gerek müşteriler nezdinde, gerekse bankalar ve kreditörler nezdinde çok ciddi bir güven zedelenmesi yarattı ve kredibilitemiz zarar gördü. Finansal yapısı güçlü ve düzgün yönetilen onca firmaya rağmen, bankalar gözünde oto kiralama sektörü riskli bir pazar olarak algılanmaya başladı. Kimi zaman basiretsiz yöneticilerin ihtirasları, kimi zaman iyi niyetten ve etik değerlerden uzaklaşılmasıyla birçok yanlış karar alındı. Yüksek kaldıraçlı borçlar ile araç parkları önce büyütüldü, sonrasında borç kapatmak için piyasa rayicinin altında 2.el satışları yapılarak o piyasaya da zarar verildi. Rehinli-ipotekli araçlar galerilere satılarak, küçük esnaf bile mağdur edildi, kiralık araç kullanıcısı beyaz yakalı profesyonellerin altındaki araçlar kolluk kuvvetleri tarafından bağlandı ve adeta mutsuz müşteriler ordusu yaratıldı. Tüm bu yaşananlar bir kez daha gösterdi ki; oto kiralama sektörü gerek operasyonel olarak, gerek finansal olarak acilen regüle edilmeli ve bir üst kurul tarafından denetim/gözetime tabii tutulmalı. Özetle bugün geldiğimiz nokta bizim 1,5 yıl önceki söylemlerimizin ne derece doğru olduğunu gösteriyor. Yurtdışında bu işin ismi “operasyonel kiralama” olarak konmuş ve zaten finansal üst kurullar tarafından denetlenen firmalar tarafından yapılırken; Türkiye’deki en büyük oyuncular finans kurumu statüsünde olmayan özel sektör şirketleri diye yaklaşık 8 milyar dolar kredi büyüklüğü olan bir sektörü tamamıyla finansal regülasyonların dışında tutmak doğru bir yaklaşım değil.”
“Bir yılı değerlendirirseniz filo kiralama sektörü için bu yıl nasıl geçti?” 
“2018 yılını filo kiralama sektörü tahmini 350 bin adetlik araç parkı ve 90 bine yakın yeni filo alımı ile kapatmıştık. Bu yıl ise sektör araç parkının 300 bin’lerin altına indiğini görüyoruz. Yukarıda bahsettiğimiz nedenlerden dolayı 2019 yılını da tam bir toparlanma yılı olarak geçiremedik ne yazık ki.”
 “Bir iki filo kiralama şirketinin zor durumda kaldığı iddia ediliyor bu konuda ne düşünüyorsunuz?”
“30 yıldır piyasa dedikoduları ve iddialardan uzak şekilde sadece işimizi yapmaya odaklıyız. Ancak şirketlerin kamuya açıklanan resmi finansallarından takip ettiğimiz kadarıyla bazılarının çok ciddi öz sermaye kayıpları yaşadığını da açıkta görmekteyiz.” 
 
“İntercity olarak 2019 nasıl geçti? Bu yıl kaç araç aldınız kaç araç kiraladınız neler yaptınız?” 
“İntercity olarak 2019 yılını sektörün küçülmesine rağmen tam anlamıyla fırsata çevirdik diyebiliriz. Güçlü sermaye yapımız, tecrübeli kadromuzun yönetim ve stratejik kararlarda gösterdiği isabetli öngörüler ile gerekli hazırlıkları zamanında yapıp,  hem yabancı para cinsinden borcumuzu minimuma indirdik, hem de görece riskli müşterilere yapılan kiralamaları yenilemeyerek daha çevik ve daha hızlı koşmaya hazır hale geldik. 2019 yılının 3. çeyreği itibariyle 
6 bine
 
yakın araç alımı yaparak yılı da 10.000 adet yeni araç alıp kiralayarak ; kabaca tüm filo kiralama sektörü alımlarının dörtte birini tek başımıza yaparak kapatacağız  diyebiliriz.”