İşte Yurdakul’un ağzından Mazda Türkiye’de yaşananlar:

“BIZLER az araç satarak yaşamayı öğrenmiştik zaten. Geçen yıl Aralık ayında ekonomik verilerimiz ışığında tasarruf paketleri hazırladık ve tüm ekipçe bu durumu değerlendirdik. Hazırladığımız paket önerileri arkadaşlarla paylaştık. Ayrılanlar kendi istekleriyle ve önemli bir ekonomik kazançla ayrıldılar. Yani diğer işten çıkartan şirketler gibi arkadaşlarımızı kapı önüne koymadık. İyi maddi şartlar altında ayrıldı hepsi. Sanki bu ilk ve tek olarak Mazda’da yaşanıyormuş gibi bir ortam yaratıldı nedense. Bu teklifi değerlendirip ayrılan 5 arkadaşımız oldu. Şimdi 10 kişi kaldık. Önümüzdeki haftalarda daha küçük olan yeni yerimize taşınacağız. İleride home-ofise bile dönebiliriz. Tüm markalar benzer sorunları yaşıyor. Mazda da bu sorunu yaşıyor ama aşacaktır. Şüpheniz olmasın. Satış sonrası çok önemli o konuya önem veriyoruz”.

MAZDA2’YI GETIRMEYE ÇALIŞIYORUZ

Bu yılın üçüncü çeyreğinde Mazda2 modelimizi getirmeyi planlıyoruz. 1.5 benzinli
ve otomatik. Çok da güzel bir fiyat çalışması yaptık. Ama Türkiye’nin gündemini biliyorsunuz. İleriye dönük ne kadar plan yapılabiliyorsa ben de o kadar yapabiliyorum. Çok iddialı olacağımız bir model Mazda2. Çok da önemsiyoruz.

ECALL SISTEMININ SIKINTISINI YAŞADIK

1 Mart 2018 sonrasında homologasyonu yapılmış araçların Türkiye’ye Ecall’suz
(Acil Yardım Sistemi) gelmesi yasaklandı. Bu sistemin içindeki sim kartının yabancı
olması Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından sakıncalı bulundu. Yerli
sim zorunluluğu getirildi. Bu durumda biz de Mazda3’ü ve CX30’u getiremedik. Elimizde sadece CX5 ve MX5 var ürün olarak onları satabiliyoruz. Bu sadece bizim değil birçok markanın sorunu. Otomotiv gazetecisi olarak sizler de bu konuda yeterli haberi yapmıyorsunuz bence. Bu çok önemli ve çözülmesi gereken bir konu.