Ülkemizde hemen hemen herkesin anladığı, anlamasa da iyi kötü bilgi sahibi olduğu, bilgisi olmasa da mutlaka fikri olduğu konular vardır. Futbol ve Otomobil bu konuların başında gelmektedir. Etrafınıza bir bakın bu konularda hiç lafı olmayan kaç kişi var. Türk toplumu olarak zaten hemen hemen her konuda bilgimiz olmasa da fikrimiz olduğundan futbol ve otomobil konusunda elimize kimse su dökemiyor. Bir de buna ne yazık ki bizim twitter dünyamızdaki “linç”, “olumsuz yorum”, “agresif eleştiri”, “laf sokuştur kaç”, “belge-bilgi olmadan salla gitsin” kültürümüz eklenince ortaya son derece sağlıksız bir ortam çıkıyor. Tweet’lerle beslenen; ama sağlıksız beslenen bir toplum olduk çıktık. Buradan yola çıkarsak; bizim konumuz olan otomotive dönersek,  twitter dünyamız tam bir curcuna. Bir tarafta otomobil müşterileri, bir tarafta bayiler ve bayi temsilcileri, otomobil sektörünün asıl oyuncusu olan sektör yöneticileri, 2,el, filo kiralama, servis, PR, Ajans vb gibi diğer paydaşları, biz otomobil gazetecileri ve tabi ki “olmazsa olmazlarımız” yani hariçten gazel okuyanlar. Gazeteci arkadaşların bir bölümü twitter’ı kendi haber mecralarının tanıtımı için görüyorlar. Yani mecralarındaki haberleri bu sosyal medyada paylaşıp, haberlerinin daha geniş kitleler tarafından okunmasında “aracı” olarak kullanıyorlar. Bir kısmı da haberini yayma değil kendini haber yaptırma peşinde… Genel olarak bu dünyada; Takipçi satın alanlar, hacıvat-karagöz gibi twitter’dan atışanlar, her twitte maydanoz olanlar, kendini otomotivin avukatı sananlar, ahkam kesenler, dersi verenler; ne ararsanız var, adeta tam bir sirk! Belki de twitterı bu kadar renkli ve cazip kılan da bu… Bence hiç birine kızmayın, takılmayın, okuyun gülün geçin… Sonuçta, Son derece itibarsız, güvensiz bir ortam…
O derece renkli bir twitter dünyamız var ama ne yazık ki, VW’nin Türkiye’de yapacağı yatırımı Alman basınının twiterından takip ediyoruz. Anlayacağınız çok komik bir twitter dünyamız var. Bu komiklik içinde ciddi ciddi haber yapılır mı bu mecra da?.. Ben hem işlerimin yoğunluğu, hem de pek  hazetmediğim için twitter dünyasını yaptığım haberleri, haber mecralarımı paylaşma adına kullanıyorum.   Hele yazılanları, yorumları, onlara verilen yanıtları ve oradaki sanal ve yalan egolu dünyayı görünce kapatıp çıkıyorum. Tavsiye derim :)
 
GÜNLÜK DİJİTAL OTOMOBİL GAZETESİ
 
Dedim ya ben haberciliği twitterda değil “çalıştığım mecralarımda” yapmayı tercih ediyorum. Bunun dışında yapan, yapmaya çalışanları da saygı duyarak gülüp geçiyorum. Otomotiv sektöründe yaprağın kıpırdamadığı, bülten bile gelmediği şu günlerde “doğru ve farklı bir iletişimi sağlamak” adına günlük dijital Otomobil Gazetesi yayını için geçen haftadan itibaren kolları sıvadık. 8 Temmuz Pazartesi günü sadece Turkcell Dergilik’te başlayan yayınımız hem Dergilik’in 2,5 milyonu bulan seçkin okur kitlesinden, hem de sektörden büyük ilgi ve destek gördü. Hiçbir tanıtım, yapmadan, hiçbir destek istemeden başladığımız yayınlar başlangıç itibariyle hedeflediğimiz rakamların çok üstünde.  Pazartesi-Cuma günleri arasında; hafta içi 5 gün, her sabah saat 06.00’da yayınlanan Otomobil Gazetesi tüketici odaklı haberleri ve sektörün nabzını sıcağı sıcağına tutması açısından çok önemli. Yakında Turkcell Dergilik’ten gelen okunma oranlarının “resmi sonuçlarını” sizlerle paylaşacağız. Yani kafadan sallama rakamlar olmayacak. Ben bu süreçte önce projeye inanıp bize platformunu açam Turkcell Dergilik yöneticilerine, bizi yürekten destekleyen otomotiv gazetecisi arkadaşlarıma, destek mesajı gönderen ve heyecanımızı paylaşan sektör yöneticilerine ve Dergilik’in sadık okurlarına teşekkür ederim…