Geçen hafta otomotiv medyasının kalbi Hatay’da attı. Beşinci nesil Renault Clio’nun basın lansmanı 60’ı aşkın otomotiv gazetecisinin katılımı ile gerçekleşti. Son birkaç yıldır bu kadar yüksek katılımlı bir lansmana tanık olmamıştım. Satışların ve pazar paylarının düşmesiyle birlikte değil çok katılımlı lansmanlar yapmak bir çok marka yöneticisi telefonlara bile çıkmaz hale geldiler. Çok satan 3-4 marka yöneticileri de, az satan marka yöneticileri de bu süreçte değil lansman yapmak adeta basından köşe bucak kaçıyorlar... İşte böyle bir süreçten geçerken Renault Mais’in böylesi bir organizasyonu bu kadar yüksek katılımla yapması bence çok anlamlı. İşte bu yüzden de bu değerin vurgulanması adına bu satırları kaleme alıyorum. Renault Mais tüm birimleri ile bu zorlu süreçte hep yayınların ve yayıncıların yanında oldu. Rakipleri gibi medyadan kaçmadı. İşte bu mantıkla çok iddialı oldukları yeni Clio lansmanında ağırlamadıkları otomotiv gazetecisi kalmadı denebilir. Renault Mais iletişimi ve organizasyonun bir başka ayağını oluşturan Next Event her şeyin dört dörtlük olması için ellerinden geleni yaptılar. Öyle de oldu. Hepsini tebrik ediyorum. Dediğim gibi rakipleri medyadan kaçacak delik ararken, Renault Mais’in bu lansman vesilesi ile hemen hemen herkesi kucaklaması bence çok daha önemli hale geldi…
1995 yılından bu yana da Türkiye’de Bursa Fabrikalarında üretilen Clio, Renault’nun da gözbebeği… Türkiye’de B hatchback sınıfında en önemli oyuncusu… Rakamlara bakınca her 100 otomobilin 46’sının Renault Clio olduğu görülüyor. Geçen sene 24 bin adetle Türkiye’nin en çok satan ikinci otomobili. İşte bu rakamlar da Clio’nun Renault için önemini vurguluyor. Tabi çok satmak, pazar payını arttırmak marka yöneticileri için bir başarı. Ama bunu medya ile iletişimi kapatmadan hatta daha da arttırarak da yapmak mümkün. Basılı-dijital otomotiv medyasını yıl boyu yok sayarak, 1-2 youtube, Google reklamları ve benzeri işler yaparak, ardından da “biz bu sene dijitale ağırlık veriyoruz” cahilliğinde açıklamalar yaparak nereye kadar gidecekler bilemiyorum. Markalar için iletişim ama “doğru iletişim” günümüz şartlarında daha büyük önem taşıyor bence. Haberin, verilen mesajın doğru mecralarda çıkıyor olması şu süreçte altın değerinde… Çok ama çok satabilirsin ama bunu duyurmak için de markanın yüz çevirdiği medyaya ihtiyacı var… Daha önce de söyledim, bugün de söyleyeceğim, yarın da…Medyadaki meslektaşlarımızın bu süreçte markalardan kimlerin yanlarında, kimlerin uzağında olduklarına azami dikkat etmesi, haber seçimi ve toplantı davetlerine gidip-gitmemekte azami özen göstermesi gerekiyor. Değer bilmeyene aynı değeri göstermek pek doğru değil sanıyorum.
Hem çok satmak hem de iletişim kurmak mümkün!
Yeni Birlik Gazetesi otomotiv editörü Ahmet Çelik'in bu haftaki köşe yazısı..
27 Ocak 2020, Pazartesi - 19:51