Geçen hafta ailemize ait elektrikli bir otomobille ailecek tatile çıktık. Otomobilin  markası modeli önemli değil. Menzilinden başlayarak İstanbul-Bodrum-İstanbul arası yaptığımız yaklaşık 10 günlük bir hikayeyi kısaca özetlemek istiyorum. Elektrikli otomobili olup da uzun yola çıkacaklara belki bir rehber olur…


Aracımızın menzili 450 km… Eko, Normal ve Sport modlarına göre biraz menzil uzasa da 5-10 km oynuyor. 4 kişilik bir aile olarak çıktığımız yolda bagajımız da doluydu. İstanbul’dan yola çıkarken 410 km menzilimiz vardı. 800 km’lik bir yola gideceğimiz için yolun neredeyse yarısında aracımızı şarj etmemiz gerekiyordu. İşte bu yolculuk için önce en yaygın olduğunu bildiğimiz ZES’in uygulamasını indirdim. Sonra Borusan’ın uygulanası olan ChargeIQ ve Voltla’yı da indirerek, rotamdaki şarj istasyonlarını izlemeye başladım. ZES’in uygulaması bu yolculukta çok işime yaradı diyebilirim. Bu arada ZES ile hiçbir iletişim çalışması yapmadım. Yani  bu yazdıklarım işbirliği değil… ZES uygulamasından rotamdaki uygun soketleri, zes istasyonlarını ve uygunluk durumlarını görebiliyorum. Genelde çoğu meşgul olarak gözükse deki önümüzdeki rotada bulunan uygun istasyonlardan randevu alınabiliyor.  


İstanbul İzmir arasında Oksijen isimli mola yerlerinde hep ZES var. Ağırlıklı olarak Tesla da bulunuyor. Şarj istasyonlarının büyük bölümü Tesla ve TOGG dolu. TOGG’un Trumore uygulamasını çok az çıktı karşıma. Çıkanların büyük bir bölüm de zaten kullanıma hazır değildi. Bu arada bir çok marka istasyon kurmuş ama nedense hiç birini aktive etmemişler. Öylece bekliyorlar. Bana göre en rahat yolculuk yapanlar Tesla kullanıcılarıydı. Her yerde 7-8 istasyonları vardı ve fişi takar takmaz şarja başlıyorlardı. Diğer taraflar diğer otomobiller için Togg dahil tam bir felaket senaryosuydu yaşadıklarım. ZES de hemen hemen her yerde var ama ya çalışmıyor ya meşgul görünüyordu. Millet randevu almış mesela onu bekliyorsun.
Öncelikle şunu söylemeliyim. Şarj istasyonları sayısı çok az… Şu  anda olan mevcut sayının 3-4 katı olması lazım. Otoyolu geçtim ama şehir içlerinde de çok yetersiz.

İstediğiniz planlamayı yapamıyorsunuz. Şarj istasyonuna gitseniz bile bin bir sürprizle karşılaşıyorsunuz. Gittiğiniz mekanda evde veya otelde mutlaka şarj istasyonu olması lazım. Bodrum bu konuda çok kötü. Zes var yine ama ya önüne başka araçlar park etmiş ya da dolu…


Gidişte de gelişte de 7-8 saatlik yolu 10-12 saate kadar çıkarttık. Her yerde elektrikli araç kuyruğu var. Gerginlik hadsafada… 450 km İstanbul’dan Bodrum, Antalya gibi yerler için çok kısa. Bence en az menzil 900-1000 olması lazım. En önemlisi de şarj istasyonlarının sayısının çok artması gerekiyor. Hemen hemen her benzincide 1-2 markanın şarj ünitesi olması şart.
Daha da önemlisi belge alıp, istasyon kurup ama aktif olmayan ünitelerin acilen  çalışması zorunlu hale getirilmeli…   
İşin maliyetine gelince gidiş geliş ve diğer dolaşımlarla 2 bin km’yi geçen rotada yaklaşık 1,500 TL’lik bir şarj parası ödedim. Ama  molalarda aracı şarj ederken zaman geçirmek için gidip yaptığımız yeme içme masrafı dışında tabii.. 
Sonuçta elektrikli otomobil sessizliği, rahatlığı açısından gerçekten çok hoş. Maliyetin düşük olması da büyük avantaj… Tek sorun şarj konusunda yaşanan olumsuzluklar. Şarj üniteleri yetersizliği…