Moderatörlüğünü Ahmet Çelik’in yaptığı youtube programında konuklardan biri de otomotiv gazetecisi Fatih Tan'dı... Oktay öncelikle 2-3 yıldır düşme trendindeki kiralama sektörünün önümüzdeki yıl itibariyle yükselişe geçeceğini belirtti. İşte LeasePlan Türkiye Genel Müdürü Türkay Oktay’ın açıklamalarının satır başları…   
 
“Filo pazarının 2021’de toparlanması bekleniyor. Çok küçük de olsa büyüyecek gibi. Bu yıl filo kiralama sektörü olarak yüzde 8 daraldık. Ancak dünyada ana akımda sahiplikten uzaklaşma var. Bu ana trentte  değişiklik görmüyoruz. Ana akımın değişmeyeceğini ve sahiplikten kiralamaya dönüş var. Bireysel ve kobi bazında artık kiralama daha cazip hale geliyor. Önümüzdeki süreçte  sahip olmak yerine kiralama ön plana çıkacak. Bireysel kiralama Avrupa’da büyüyor. Uzun dönem kiralama bunlar. Ana akım bireyler için geçerli. Para bağlamak yerine ihtiyacı kadar araç kullanıyor. Örneğin C segmenti araç orta gelir bir vatandaş için artık çok pahalandı. Kiralarsanız daha mümkün. Sahip olmanın maliyeti çok arttı. Bireysel kiralama daha da yükselecek gibi gözüküyor.
 
Kredi faizi sonrası otomotiv nasıl etkilenecek?
CarNext olarak adında ikinci el bir marka oluşturduk dünya çapında ve 3 tane showroom açtık. Dolayısıyla işin ikinci el ve perakende boyutunda varız. Sıfır araçları distribütörlerden alıp alıcıya ulaştırıyoruz. Dolayısıyla otomotiv bizim merkezimizde ve kalbimizde. Merkez Bankası’nın yapmış olduğu 4.75 puanlık faiz artışı son derece olumlu. Bunun neticesinde piyasalar çok olumlu tepkiler verdi. Kur tarafında ciddi bir gerileme gördük. Bunun hemen otomotiv piyasasına etkileri neler olur dersek doğal olarak tabi ki bu kadar faiz artışının diğer tüm faizli ürünlerde olduğu gibi otomotiv kredilerine de yansıyacaktır. Tüketicilerimiz eğer bundan sonra otomobil alacaklarsa daha yüksek kredi oranlarıyla karşılaşacaklarıdır. Dolayısıyla faiz artışının olumsuz bir etkisinden bahsedebiliriz önümüzdeki dönemki otomobil satışlarına. Bunun satışlara çok önemli bir etkisi olur mu sanmıyorum. Çünkü şunu da görmüştük otomobilin tamamını bankalar kredilendirmiyor uzun bir süredir düzenleme gereği. Dolayısıyla bugün bir otomobil almak isterseniz bir kısmını kendiniz karşılamanız gerekir. Bir de son dönemler kredi kullanımın düştüğünü duyduk biz. Yani otomobil alımlarında kredi kullanımının azaldığını biliyoruz. Dolayısıyla daha çok nakit alım son dönemde tercih ediliyor. Parası olan daha çok otomobil alıyor. Dolayısıyla faiz artışının etkisi olur ama benim tahminim sınırlı olur. Sıfır araç satışlarını etkileyecek bence faizden daha önemli faktörler var.
 
Sıfır otomobildeki hareket ikinci ele nasıl yansır?
İkinci eldeki trafik sıfırdan daha çok düşmüştü son 15-20 gündür kendi perakende noktalarımızda yavaşladığını görüyoruz. Perakende talebin oldukça yavaşladığını görüyoruz. İkinci eldeki tüketiciler biraz beklemeye çekilmişlerdi açıkçası. Kurun bu seviyelerde dengelendiğini görürsek önümüzdeki günlerde muhtemelen distribütörlerde fiyatları biraz aşağı çekeceklerdir. Birkaç marka bunu yaptı. Dolayısıyla sıfır  araçlarda bir fiyat gerilemesi görebiliriz. Bu da ister istemez ikinci ele yansıyacaktır. Piyasalarda haberlerini görüyoruz zaten ikinci el fiyatlarının yükselmesinin.
 
Otomotiv sektörünü nasıl bir 2021 yılı bekliyor?
 
“Bir dönem otomobilde yaşadığımız otomobil arz patlamasını 2021’de yaşamayacağız net söyleyebilirim. Türkiye’de otomobil pazarı bizim büyüklüğümüze göre 500-600 binlerde değil çok büyük oranlarda otomobil satmamız lazım ama üzerinde çok vergi var, otomobiller  çok pahalı. Türkiye’nin kişi başı milli geliri her yıl düşüyor. Dolayısıyla 500-600 binli pazarlarda kalacağız gibi gözüküyor. Ben 2021 yılının 2020’ye paralel ama biraz daha içerideki dağılımı değiştiği bir yıl bekliyorum. Yani biraz daha filo satışlarının arttığı, otomobil bulunurluğunun daha çok olduğu, perakende talebinin 2020’ye göre daha düşeceği bir yıl olacağını öngörüyorum. Bu anlamda da fiyat artışlarının ciddi anlamda kırılacağını öngörüyorum. Böylece 2021 yılında otomobil fiyatları bu 2020’de olduğu gibi fırlamaz kesinlikle. 2021 yılı ekonomik bir toparlanma yılı olması bekleniyor tüm dünyada. 2020’de daraldıktan sonra 2021’de tüm ülkelerin böyle bir geri dönüşü ekonomide tahmin ediliyor. Bu tabi biraz salgının nasıl sonlanacağı ile alakalı ama bizim ana senaryamuz yüzde 1-2 çok düşükte olsa büyüme oranı görüyoruz.