İşte Mutlu’nun açıklamalarından önemli satır başları…
Sekiz ayda yüzde 24 gerileme
“Ben geçtiğimiz seneden bugüne geldiğimiz noktayı özetlemek istiyorum. Öncelikle geçtiğimiz yıl biliyorsunuz COVID’e rağmen 8.1 milyon ile kapattı pazar. 8.1 milyon otomobil ve hafif ticari araç satışı gerçekleşti. Bu sene pazar oldukça yavaş başladı. İlk beş ayda sakin seyreden pazar. Mayıs ayı itibari ile açılmaya başladı. Bu yıl ki yıl sonu kapanış fiyatı hafif ticari ve otomobil pazarı için 6.7 milyon olarak görüyoruz. Ocak-Ağustos rakamlarına baktığımız zaman pazarın geçen yıla göre yüzde 24 gerilediğinden bahsedebiliriz. Bu biraz ilk 5 aydaki sokağa çıkma kısıtlamaları ve Pazar sakinlemesi ekonomik sebeplerden gerilemesi ile sıfır araçlardaki bulunurluğun ikinci ele yansıması olarak söyleyebiliriz. Sıfır araçlardaki çip krizinin yanı sıra biliyorsunuz ki son dönemde taşınmayla alakalı gerek Avrupa’da İngiltere ve Almanya’da başlayan taşınma, işten çıkartma ve hammadde sorunları eklendi. Dolayısıyla üretimde düşüşler ve kapanmalar yaşandı fabrikalarda. Bununla birlikte de maliyetlerinde artışının olduğunu ve olacağını da söyleyebiliriz. Her türlü alternatif veya her türlü taşınmanın hammaddenin alternatifine yöneliyor üreticiler şu an. Bunlarda ister istemez araç üretim maliyetlerine ilerleyen dönemlerde yansıyacaktır. Tüm bu etkilerin ve kapanmaların etkisini 2022’nin ortasına kadar yavaşlayacağını düşünmüyoruz. Bu etkiler 2022’nin ortasına kadar devam edecektir. Bu da tabi ki ikinci el pazarına yani sıfıra olan talebin ikince el pazarına kaymasına sebep olacaktır. Bu nedenle tüketicilerin otomobil bulmalarını ikinci el tarafında da her geçen gün zorlaşacak diyebiliriz. Bir taraftan da yine takaslardan otomobil üretememek sonuçta bizlerde otomobilleri yeni araç satıldıkça sahip olabiliyoruz. Ya da filo şirketlerinden çıkan otomobillerle bu araçları pazara sokabiliyoruz. Burada da pazara yeni araç girmemesi ile birlikte ilerleyen dönemlerde bizlerde araç bulunurluğunda zaman zaman sorunlar yaşanabilmektedir.
Filo araç almayı öteledi!
Filo pazarının geçtiğimiz yıllarda ötelemeleri söz konusuydu. Ancak şimdi alma arzusundalar. Fakat araç bulamadıkları için otomobil alamıyorlar. Onlarda tüketiciler gibi perakende sektöründe olduğu gibi çeşitli zaman tüketiciler gibi bu otomobiller terminlerle araçları temin etmeye çalışıyorlar. Bu terminlerle taleplerinin çok daha altında otomobil alabildikleri için stoklarındaki ve parklarındaki otomobillerin değişimleri dolayısıyla gecikmiş oluyor. Bunun da yansıma ikinci ele daha az araç girmesi ile gerçekleşiyor.
2.EL araç fiyatlarındaki artış
“Arz-talep dengesinden dolayı fiyatlar biraz daha artıyor. Yaklaşık son 2 ayda yüzde 2-2.5 ortalamasında fiyat artışı olurken bu ayın başında yüzde 4 civarı bir artışın pazarda oluşmaya başladığını görüyoruz. Sonuç itibari ile sıfır araçların fiyatları arttıkça ikinci elin fiyatları artıyor. Çünkü sıfır ve ikinci el arasında direk bir bağlantı var. Bir tarafta da arz-talep dengesi var. Bir aracın talebi fazlaysa otomatik olarak pazarda arzı olunca fiyatı artıyor. Burada tabi ki fiyatı belirleyen unsur otomobillerin sahipleri. Şu an pazardaki otomobillerin sahipleri bireysel satıcılar, bu işi kurumsal olarak yapan firmalar veya filo şirketlerinden oluşuyor. Dolayısıyla takasa gelen bir otomobilin fiyatı veya filo şirketinden çıkan bir otomobilin fiyatı eğer alıcı ve satıcı anlaşırsa oluştuğu için satıcılar yerine koyacağı otomobilin maliyeti yüksek olduğu için yerine gelecek aracın fiyatı yüksek olacaktır. Tabi bu fiyat artışları kaçınılmaz olarak devam edecek. Konuşmanın başında da söylediğim gibi sıfır araç fiyatlarındaki artış beklentisi tabi ki enflasyon ve kur artışı da bunu domine eden şeylerden bazıları. Önümüzdeki dönemde de bu fiyat artışları devam edecekmiş gibi gözüküyor.
Otoshops’taki müşteri trafiği nasıl?
Eylül ve ekim aylarındaki trafik oldukça hareketli. Yazın başında haziran ayında ve temmuzun ortasında bayrama bu hareketliliği kadar görmüştük. Şu an benzer hareketlilik devam ediyor. Sonuç itibari ile şunu söyleyebiliriz. Birçok sektör ilk altı ayı kapanmalarla geçirdiği için ekonomide bir durgunluk vardı. Birçok para akışı yavaş bir şekilde hareket ediyordu. Hareketli bir yaz geçirdiği için tüm sektörler şuan gelir elde eden firmalar bir şekilde öteledikleri otomobil alımlarını yapmak için eylül ayından itibaren showroomlara gelmeye başladılar. Bu anlamda showrrom ziyaretleri yoğun gidiyor.
Otomobilde fiyatların gerilemesi mümkün değil!
“Geçen yıl otomobil almıyoruz aldırmıyoruz gibi sosyal medyada çeşitli slogan ve söylemler çıktı. Trend topic olduğu dönemlerde oldu ama şunu net söyleyebiliriz ki son 1,5-2 yıldır en çok kazandıran yatırım araçlarından biri sıfır otomobil ve ikinci el otomobil oldu. Ardından bunu emlak sektörü domine etti yani devam ettirdi. Bizler gibi enflasyonist ülkelerde ve birazda bunu sıfır tarafındaki vergi artışlarda arttırıyor bu etkiyi. Otomobillerin fiyatlarının geriye gelmesi çok mümkün değil. Geçtiğimiz yakın zamanda hatırlarsanız birkaç ay öncesinde ÖTV baremleri ve matrahlarla ilgili bir güncelleme oldu. O güncellemelere rağmen ve hala ikinci elde fiyatların bırakın geri gelmesi üstüne zam geldi. Artış oldu çünkü sıfır araç fiyatları kur efekti ve tedarikteki istenilen yere gelemeyince ikinci el fiyatlarının da geri gelmesi çok mümkün değil. Olası bir vergi güncellemesi olmayacağını varsayarak şu an fiyatların geri gelmesinin çok mümkün olduğunu söyleyemeyiz. Ki bunu doğuran net bir sebep yok. Kurun çok sert bir şekilde geriye gelmesi gerekiyor veya çok sert bir vergi düzenlemesi olması lazım. Dolayısıyla da şuan için otomobillerde herhangi bir fiyat düşüşü beklentisi yok. Sürekli artan bir fiyat trendi var sıfır ve ikinci elde. Şu an en çok kazandıran yatırımlardan biriside otomotiv oldu. Biz satıcılar bunu çok arzu etmiyoruz. Çünkü bir diğer taraftan da bir bakış açısı var. Otomobil satanlar bu işten çok fazla para kazanıyor gibi bir algıda yaratılmaya çalışılıyor. Biz bir otomobili aynı ay içerinde alıp aynı ay içerisinde satmayı arzuluyoruz. Stok yapan bir yapımız yok. Zaten bir otomobili stoklamanın maliyeti faiz oranları ve finansal yapısıyla çok yüksek. Bir otomobili alıp 10-15 gün içerisinde satıp tekrar yeni bir otomobil almaya gidiyoruz. Her bir otomobili sattığımızda yeni bir otomobil almak için kapılarını çalıyoruz satıcıların. Sattığımız fiyatlara yakın bir otomobil alıp showroomlarımıza koyabiliyoruz. Bu anlamda otomobile uzun vadede sahip olanlar esas kazanan taraf. Bu anlamda da tüketicilerin bu döngüden çıkmaları ve biran evvel eğer alma arzuları varsa alım kararlarını vermeleri en doğrusu çünkü her ay bir sonrakinden çok daha farklı bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz. 2019-2020 model fiyatlarına baktığımız zaman ortalama satış fiyatı ortalamasında biz pandemi öncesinde 80 bin lira ile başladık C Serisi segmenti bir aracın 3-4 yaşındaki bir otomobilin satış fiyatına. Bugün bu fiyatlar yaklaşık 180 bin lira bandına geldi. Dolayısıyla artık bu 80-90 bin liralara geri gelmek çok mümkün görünmüyor. Bu anlamda da gecikmememiz gerekli.
2.EL Otomobil alacakların dikkatine!
“2. El otomobil alacak olanlar öncelikle pazarda kendini ispat etmiş markaları tercih etmeleri gerekiyor. Bu çok önemli çünkü bize gelen en büyük konulardan bir tanesi kaparo dolandırıcılığı. Çok cazip fiyatlarla otomobil ilan sitelerine konulup tüketicide bu cazip fiyata aldanıp otomobilin güzelliğine aldanıp çok hızlı bir şekilde kaparo gönderiyor. Aradığında da daha sonra ilan veren kişinin numarasına ulaşamıyor. En büyük temel sorunlardan bir tanesi bence pazardaki. Buralara çok dikkat etmek lazım. Her fırsat gerçekten fırsat olmayabilir. Buna dikkat etmek lazım. İkincisi, güvenilir ve büyük zincir ekspertiz firmalarından destek alınabilir. Otomobil alırken sahibinden veya çeşitli ayrım kurumsal ve tam kurumsal olmayan satıcılarla ticaret yapacaksak eğer onun dışında yine marka olarak kendi ispatlamış büyük satıcılardan ve bizim markamızda bunun garantisini veriyor. 14 gün değişim gibi veya 1-2 yıl ek garanti hizmeti veriyorlar. Yaşayacağınız uzun yolculukta sizleri sürekli arkasında desteğini hissettirmeye çalışıyor bu markalar. Bu markaları tercih edebilirler. Aldıkları ikinci el araçları sıfır kalitesinde sahip olabilirler.