Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam satışları, 2021 yılı ocak-ağustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 24,3 artarak 501 bin 4 olarak gerçekleşti.
Bu dönemde, otomobil satışları yüzde 23,3 artışla 391 bin 392, hafif ticari satışları da yüzde 28 yükselişle 109 bin 612 oldu.
Benzinli otomobil satışları ilk sırada
Bu yılın sekiz aylık döneminde benzinli otomobiller 257 bin 319 adetlik satışla ilk sırada yer aldı. Dizel otomobil satışları 80 bin 650 ve otogazlı otomobil satışları da 19 bin 342 olarak belirlendi.
Bu dönemde, hibrit otomobil satışı 32 bin 885'e ulaşırken, elektrikli otomobil satışı da 1.196 seviyesinde kaydedildi.
Geçen yılın ağustos sonu itibarıyla 162 bin 484 benzinli, 130 bin 760 dizel, 13 bin 613 otogazlı, 10 bin 314 hibrit ve 223 elektrikli otomobil satışı yapılmıştı.
Böylece benzinli otomobil satışları, ağustos sonu itibarıyla geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 58,4 ve otogazlı otomobil satışları yüzde 42,1 artarken, dizel otomobil satışları yüzde 38,3 geriledi.
Elektrikli ve hibrit satışları geçen yıl rakamlarını şimdiden aştı
Hibrit otomobil satışları ise yüzde 218,8 ve elektrikli otomobil satışları da yüzde 436,3 artış gösterdi. Söz konusu artışın yüksek oranda olması, satışların kıyaslandığı Ocak-Ağustos 2020 döneminde hibrit ve elektrikli otomobil satış adetlerinin görece düşük seviyelerde gerçekleşmesinden de kaynaklandı.
Ayrıca ağustos sonu itibarıyla elektrikli ve hibrit otomobil satışları, geçen yılın toplam satışlarının da üzerinde gerçekleşti. Geçen yıl sonunda elektrikli otomobil satışı 844, hibrit motorlu otomobiller satışı da 22 bin 272 seviyesindeydi.
Elektrikli ve hibrit otomobillerin payı henüz düşük seviyelerde
Geçen yılın ilk 8 ayında yüzde 41,2 olan dizel otomobillerin satışlardan aldığı pay, 2021'in aynı döneminde yüzde 20,6'ya geriledi. Benzinli otomobillerin payı bu dönemde yüzde 51,2'den yüzde 65,7'ye ve otogazlı otomobillerin payı da yüzde 4,3'ten yüzde 4,9'a yükseldi.
Elektrikli otomobillerin toplam satışlardaki payı yüzde 0,1'den yüzde 0,3'e ve hibrit otomobillerin payı da yüzde 3,2'den yüzde 8,4'e çıktı.
Ocak-ağustos dönemi verileri, elektrikli ve hibrit otomobillerin satışında artış trendinin sürmesine karşın dünyada da yaygınlaşmakta olan elektrikli ve hibrit otomobillerin Türkiye otomobil pazarından aldığı payın henüz düşük seviyelerde olduğuna işaret etti.
Elektrikli araca ilgiliyiz ama dizelden vazgeçemiyoruz
Öte yandan, TEB Cetelem, Cetelem Araştırma Merkezi desteğiyle hazırlanan “Otomobiller: İmkansız bir ayrılık mı?” başlıklı 2021 raporuna göre, salgın sürecinde tüm dünyada başta elektrikli otomobiller olmak üzere alternatif yakıtlı araçlara olan talepte büyük artış yaşanıyor.
Rapor kapsamında gerçekleştirilen ankete katılanların neredeyse yarısı, bir sonraki otomobilinin hibrit veya elektrikli olacağını belirtiyor. İspanya hibrit araçlar konusunda en hevesli ülke olurken, Türkiye’deki katılımcıların yüzde 15’i bir sonraki aracının hibrit olacağını bildirdi.
İngilizlerin yüzde 28’i ve Çinli katılımcıların yüzde 27’si elektrikli otomobile geçme konusunda en istekli olanların başında geldi. Araştırmaya göre, Türkiye yüzde 24’lük oranla Çin ve İngiltere’den sonra elektrikliye sıcak bakan ülke olarak dikkati çekiyor. Türkiye’de elektrikliye gösterilen ilgi, yüzde 17 olan dünya ve Avrupa ortalamasının üzerinde seyrediyor.
Benzinli otomobilde Güney Afrika yüzde 44 ile ilk sıralarda yer alırken, Türkiye’nin dizelde zirveye çıktığı görülüyor. Türkiye’de dizel otomobillerin pazar payı yüzde 25’in altına inmesine rağmen hala yüksek talebin olması öne çıkıyor. Türkiye’de katılımcıların yüzde 28’si dizel otomobil satın alacağını beyan ediyor.
Cetelem Gözlemevi 2021’in detaylı analizinde, gelir grupları arasında otomobil tercihinde ciddi farkların olduğu ortaya çıkıyor. Buna göre, gelir düzeyi yüksek kişiler, orta ve düşük gruptakilere göre çevreci araçlara daha fazla ilgi duyuyor. Düşük gelirli tüketicilerde benzinli ve dizel otomobil daha çok tercih ediliyor. Elektrikli ve hibrit araçların yüksek maliyeti en önemli engel olarak görülüyor.