"Nissan çok çeşitli ülkelerde yatırımları olan global bir marka. Dünyada yaklaşık 5,5 milyon satıyor. Bunun üzerine Renault'yu ve 2016'nın son çeyreğinde devraldığımız Mitsubishi'yi eklediğimizde 10 milyon adetlik satış hacmine sahip bir grup haline geldik. Önemli olan bütün üretim kapasitesini en rasyonel şekilde kullanabilmek. Var olan kapasitelerden alabileceğimiz ürünlerin maksimumunu almak istiyoruz. İleride bir yatırım olur mu olmaz mı sorusunun cevabı için şu anda henüz erken. İlk önce satışlarımızı belirli bir noktaya taşımamız lazım. Bunun için iç pazarın kuvvetli olması gerekiyor. Daha gerçekçi bir vergi sistemi ve yatırımın geri dönüşünü sağlayacak çeşitli teşviklerin olması gerekiyor. Satışlarımızı önümüzdeki dönemde belli bir seviyeye getirebilirsek ve bunun sürekliliğini de sağlayabilirsek bu tarz konular tekrardan gündeme gelebilir. Biz kısa ve orta vadede önce buradaki satış performansımızı artırmak için uğraşıyoruz. Hem bayi teşkilatımız hem kendi ekibimizin en büyük amacı 40 binlere doğru Nissan markasını çekebilmek. Bu olduktan sonra şirket farklı kararlar alabilir." Sinan Özkök, Nissan'ın global merkezinin en fazla önem verdiği pazarlardan birinin Türkiye olduğunu belirterek, "Bize çok destek oldular, önümüzü açtılar. Neticede Türkiye'nin potansiyelinin olduğunu biliyoruz. O konuda hiç kimsenin kafasında soru işareti yok. Önemli olan bu potansiyeli gerçekleştirebilmek. Yoksa Nissan da global olarak Türkiye'ye gelmezdi. Neticede buradaki potansiyeli gördüğümüz için böyle bir harekete geçtik." değerlendirmesinde bulundu. Özkök, merkezin verdiği öneme karşın kasım ayının sonunda beklenmedik bir zamanda gerçekleşen ÖTV artışını Nissan'ın global üst yönetimine anlatmakta zorlandıklarını kaydetti.

YENİ BİRLİK GAZETESİNDEN ALINMIŞTIR