ABD’nin motorlu taşıt araçları ve parçaları ithalatının ülkenin ulusal güvenliğini tehdit edip etmediğinin incelenmesi amacıyla soruşturma başlatmasıyla ilgili olarak önemli açıklamalarda bulunması endişe verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. ABD’nin almış olduğu bu kararlar dünya ticareti açısından düşündürücü boyutlarda. Bu konuda Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Haydar Yenigün önemli sayılabilecek açıklamalar yaptı.  Sonuçta bu soruşturmanın küresel ticaret dengelerini gözetecek şekilde yürütülmesinin küresel ekonominin sağlıklı işleyişi açısından gerekli ve faydalı olacağı kesin. Bu arada OSD Başkanı Haydar Yenigün’ü bu haklı çıkışından dolayı kutluyorum. ABD’nin  bu uygulamasına sessiz kalınamazdı.

Güme giden bir basın toplantısı daha!

Geçen hafta Ford Ticari Ailesi’nin basın toplantısı yapıldı. Daha önce yaptığı yaklaşık 3-4 basın toplantısı ve lansmanlarda hemen hemen her türlü yayını küstürmeyi başaran! Ford Otosan İletişim Departmanı bu basın toplantısında da sınıfta kaldı. Basın katılımı açısından tam bir fiyasko ile sonuçlanan toplantıya hemen hemen tüm basın toplantılarına giden internet medyasından bile 4-5 mecra ilgi gösterdi. Birkaç haftadır aralıklarla Ford Otosan İletişim Departmanının başarısız operasyonlarını kaleme alıyorum. Kimse ile alıp-veremediğim yok. Sadece bu konularda kalem oynatan biri olarak, başarıları yazdığım gibi başarısızlıkları da yazmak durumundayım. Görünen o ki, Ford Otosan İletişim departmanı gerek anlamda şuurunu kaybetmiş durumda.  Önceliği “iletişim” olması gerekenlerin; kişi ve yayınlarla “hesaplaşması” işte bu sonuçları doğuruyor.   Çalışmalarını ve iletişimini her zaman taktirle takip ettiğim Ford Otosan Pazarlama, Satış ve Satış Sonrası Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yücetürk’ün bu basın toplantısında yaptığı önemli açıklamalar hangi gazetede ne kadar yer buldu merak ediyorum? İşte intikam alma adına yapılan yanlış iletişim sonuçta marka iletişimine  zarar veriyor. Bu yazılar sürecinde e-posta kutum ilginç notlarla doldu. İddialara göre bu “intikam” kozu sadece basın üzerinde oynanmamış. Yıllarca PR işlerini başarıyla sürdüren eski PR Ajansı da “bir inat uğruna” hiçbir somut gerekçe yokken keyfi olarak değiştirilmiş. Üstelik o zamana kadar hiçbir otomotiv müşterisi olmayan şirketle anlaşılmış. İddialar muhtelif ama konunun o boyutu ve iddiaları beni ilgilendirmiyor. Ben bu işte emekleriyle var olmaya çalışan emekçilerin haklarıyla ve ekmekleriyle keyfi olarak oynanmasına tepki gösteriyorum o kadar. Lansman davetinden, reklama, basın toplantısından, özel haber çalışmasına kadar kişi ve yayın seçip işine gelenle iş yapıp, işine gelmeyene yanıt bile vermemek doğru bir iletişim biçimi hiç değil… Ford Otosan Türkiye’nin en büyük ve en değerli markalarından biri. Yöneticileri de “Koç Grubu Eğitimi” almış kişilerden oluşuyor. Aralarındaki “güç zehirlenmesine” yakalananları eğitmek ve markaya layık hale getirmek de onların görevi. Unutmayalım, kişiler gidici; markalar kalıcıdır.