Global NCAP'ye göre her gün, dünya genelinde 3.000'den fazla kişi trafik kazalarında hayatını kaybediyor. Bu ölümler, özellikle yükselen piyasalarda olmak üzere genellikle yetersiz donanıma sahip olan ve bu nedenle yolcular ve yayalar için yeterli koruma sağlamayan araçlar neticesinde meydana geliyor. Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Dirk Hoheisel, "Bosch için tek bir trafik ölümü bile çok fazla. Teknolojilerimiz sayesinde, dünyanın dört bir yanındaki insanların hayatlarını koruyabiliriz." diyor. Bu nedenle Bosch, tüketici derneği olan Global Yeni Otomobil Değerlendirme Programı'nın (Global NCAP) "Stop the Crash" girişimini destekliyor. Kampanyanın amacı, özellikle büyüyen pazarlarda olmak üzere ESP, acil durum fren sistemleri ve motosiklet ABS'si gibi güvenlik sistemlerine yönelik farkındalığı arttırmak. "Stop the Crash" aynı zamanda Birleşmiş Milletleri, yılda 1,25 milyonun üzerinde olan dünya genelindeki trafik ölümlerinin sayısını 2020 yılı itibarıyla yarı yarıya azaltma hedefinde destekliyor.

ESP, 1995 yılından beri Avrupa'da 190.000 kazayı önledi
Bosch, kaza ve yaralanma içermeyen sürüş vizyonu konusunda uzun yıllardır çalışmalar yürütüyor ve bu konuda daha şimdiden önemli bir başarı elde etti. Bosch, 1995 yılında ESP (elektronik denge programı) sistemini kullanıma soktuğundan beri Avrupa'da 190.000 kazayı önledi ve 6.000'den fazla hayatı kurtardı. Hoheisel, "Emniyet kemerinin ardından ESP, en önemli araç güvenlik sistemidir; hava yastığından bile önemlidir." diyor. Tüm araçlarda ESP bulunması halinde, kayma neticesinde meydana gelen tüm kazaların yüzde 80'i önlenebilirdi. Bosch, 1995 yılından beri 150 milyondan fazla ESP üretti.
Avrupa'da satılan on yeni araçtan dokuzu ESP donanımlı olarak geliyor
1 Kasım 2014 tarihinden beri ESP, yeni tescil edilen tüm otomobiller ve ağırlığı 3,5 tona kadar olan hafif ticari araçlar için Avrupa Birliği'nde zorunlu. Avrupa genelinde, tüm otomobillerin ve hafif ticari araçların yüzde 90'ı bu nedenle ESP takılmış olarak geliyor. Karşılaştırma yapacak olursak, dünya genelinde bu rakam sadece yüzde 64. Bu nedenle Global NCAP, başta önemli otomobil üretimi endüstrisine sahip olan ülkeler olmak üzere BM üye ülkelerini 2020 yılı itibarıyla tüm yeni araçlarda ESP'yi zorunlu kılmaya davet ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de ESP'yi zorunlu kılacak yasal yönetmeliklerin hazırlanması konusunda çağrıda bulunuyor. Sonuç olarak, dünya genelinde çok sayıda insanın hayatı kurtarılabilir. AB dışında, ESP sistemi Avustralya, Kanada, İsrail, Yeni Zelanda, Rusya, Güney Kore, Japonya, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri'nde de zorunlu.
Bosch acil durum frenleme sistemleri, savunmasız yol kullanıcılarını koruyor
ESP, şerit değiştirme veya şeritte kalma ya da bir engelle karşılaşıldığında kaçış manevrası ve fren yapma gibi potansiyel olarak tehlikeli durumlarda sürücüleri desteklemek üzere müdahalede bulunan pek çok sürücü destek sisteminin temel teknolojisidir. Yayalar veya bisikletliler söz konusu olduğunda arkadan çarpmalar en kötüsüdür. Otonom acil durum frenleme sistemleri, bu çarpmaları tamamen önleyebilir veya en azından etkilerini önemli ölçüde azaltabilir. Radar veya görüntü sensörü otomobilin önünde potansiyel bir engel algıladığında, fren sistemi ilk olarak acil durum freni manevrasına hazırlanır ve sürücü uyarılır. Sürücünün tepki vermemesi durumunda, sistem bir kısmi fren manevrası gerçekleştirir. Sürücü frene basar basmaz sistem, kazayı önlemek için fren gücünü arttırır. Sürücü de kısmi fren manevrasını yapmazsa ve sistem çarpışmanın kaçınılmaz olduğunu algılarsa, sistem sürücüden bağımsız bir şekilde tam frenleme yapar. Şehir trafiğinde saatte 40 km'nin üzerindeki hızlarda Bosch acil durum frenleme sistemi, hareketsiz araçlarla çarpışmaları tamamen önleyebilir.
Sadece Almanya'da yüzde 72'ye kadar daha az arkadan çarpma potansiyeli
Bosch'un gerçekleştirmiş olduğu kaza araştırmasına göre; tüm araçlarda bir otonom acil durum frenleme sistemi bulunsaydı, sadece Almanya'da yaralanmayla sonuçlanan tüm arkadan çarpmaların yüzde 72'si önlenmiş olabilirdi. Bosch, tüm araç sınıfları için otonom acil durum frenleme sistemlerini sunuyor. Özellikle MRR orta menzilli radar sensörü, kompakt ve küçük otomobiller için ekonomik bir çözüm sağlıyor. 2014 yılında Almanya'da yeni tescil edilen tüm binek otomobillerin yaklaşık dörtte birinde acil durum frenleme sistemi bulunuyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde önde gelen otomobil üreticileri, bir standart olarak araçlarda otomatik acil durum frenleme sistemleri sunmaya kendilerini adamış durumda.
Motosiklet ABS'si: ölümle sonuçlanan kazalarda dörtte bir oranında azalma
Bosch, 1990'ların başında motosikletçilerin emniyeti için kilitlenme karşıtı frenleme sistemini geliştirdi. Hoheisel, "ABS, ölümle sonuçlanan tüm motosiklet kazalarının dörtte birini önleyebilir." diyor. Bu nedenle pek çok ülke, bu güvenlik sistemini zorunlu hale getiren bir mevzuata sahip. Otomobillerde olduğu gibi ABS, bir motosikletin acil durum frenlemesi sırasında tekerleklerinin kilitlenmesini önlüyor. Böylece motosikletçi sürücüleri korkmadan ve daha yüksek bir güç ile fren yapabiliyor. Motosiklet sabit kalıyor ve sürücünün düşmesi önleniyor. Bosch, her türlü motorlu iki tekerlekli araca uygun çözümlere sahip. Boyut ve ağırlığın optimizasyonuna ek olarak, ABS teknolojisini tüm araç sınıfları ve pazarları için teknolojik olarak kullanılabilir kılmak üzere maliyetleri azaltmaya odaklanılıyor. Buna, yükselen piyasalarda popüler olan 250 cc silindir hacmine kadar olan, fiyat açısından hassas iki tekerlekli araçlar da dahil.